"zengindir" - Translation from Turkish to Arabic

    • غني
        
    • غنية
        
    • ثري
        
    • أغنياء
        
    • ثرى
        
    • الثراء
        
    • غنيٌ
        
    Ülke isyan hikayeleri, uygarlıkların zaferleri ve çöküş hikayeleriyle dolu. Din, etnik, kültürel ve dil çeşitliliği bakımından da zengindir. TED وهي بلد غني بالقصص الثورية، وقصص الانتصارات والانهيارات الحضارية وغنى التنوع الديني والعرقي والثقافي واللغوي.
    Babam çok zengindir. İstediğin her şeyi alabilirsin. Open Subtitles أبي غني جدا وسيجعل العالم كله في أطراف أصابعك
    Tohumlar enerji yönünden zengindir, yani besin kalorisi çoktur, kıtlık zamanları için bolluk zamanında depolayabilirsiniz, ama bir dezavantajı var. TED والبذور غنية بالطاقة أي بالكثير من سعرات الغذاء الحرارية ويمكن أن تخزنها عندما تفيض لأوقات القحط، ولكن هناك أجزاء ستتلف.
    Bu besinler de yağ, protein, mineral ve karbohidrat açısından zengindir. TED وهي غنية بالمواد الغذائية، مثل الزيوت والبروتين والمعادن والكربوهيدرات.
    Erkek arkadaşım çok zengindir, size istediğiniz her şeyi verir. Open Subtitles حسناً سأفعل ولكن صديقي رجل ثري
    Bazı insanlar fakir bazıları da zengindir. Tanrı'nın isteği. Open Subtitles إن كان بعض الناس أغنياء و البعض فقراء ، إذن هذه مشيئة الله.
    Benim kocam Bay Cunningham da çok zengindir. Open Subtitles إن زوجى ، السيد " كانينجهام" رجل ثرى جداً
    Deli zengindir dostum. Open Subtitles إنها فاحشة الثراء.
    Sütleri çok zengindir ve yavrular hızla büyürler. Open Subtitles حليبها غني جداً ولذا تنمو صغارها بسرعة مذهلة
    - Masal değil, gerçek. İstiridyeler amino asit bakımından zengindir seks hormonlarının yükselmesine neden olurlar. Open Subtitles إنها حقيقية، المحار غني ببعض الأحماض الآمنية النادرة التي ترفع مستويات الهرمونات الجنسية
    Kuzenim Bob'un, acayip zengindir kendisi Kanada'da, Orman Gölü'nde bir kır evi var. Open Subtitles إبن عمي , وهو غني بالمناسبة يملك كوخا عند بحيرة في الغابة في كندا
    Baobab meyvesini açtığınızda beyaz, una benzer, etli kısmı görürsünüz, bu kısım besin açısından çok zengindir ve protein içerir, hem de insan sütünden daha fazla protein. TED إن فتحتم فاكهة الباوباب، ستشاهدون لب أبيض وطحيني، وهو جد غني بالمغذيات ويحتوي على البروتين، بروتين أكثر من الحليب البشري.
    Bu benzersiz hareketler serisi yüzyıllardır kullanılmaktadır. Her hareket anlam ve tarih açısından zengindir. TED استُعملت هذه المجموعة الفريدة من الإيحاءات لقرونٍ عديدة، وكل حركة منها غنية بالمعاني والتاريخ.
    Sadece federaller, bir kamera kaybedip... ağlamayacak kadar zengindir. Open Subtitles وحدها الشرطة الفيديرالية غنية بما يكفي لتتقبل ضياع الكاميرا ولا تفعل شيئا بشأنها
    Antarktika suları öyle zengindir ki, bereketinden pay almaya çok uzaklardan gelirler. Open Subtitles مياه "أنتارتيكا" تكون غنية جداً لدرجة إن الزوار تأتي من بعيد لتحصدها.
    Dağları, maden ve nadir metaller yönünden zengindir. Open Subtitles جبالها غنية بالمعادن و المعادن الأرضيية الثميينة
    Büyük bağış yapar. Çok zengindir. Open Subtitles سيعطي تبرع كبير، إنه ثري للغاية
    Evet. Dediğim gibi, kocam Marvin zengindir ve Max'e daha çok imkan sunabiliriz. Open Subtitles أجل، كما أخبرتك، فإن زوجي (مارفن) ثري...
    Üzüm Bağı'ndakiler öyle varlıklıdır ki, hizmetlileri bile zengindir. Open Subtitles هل تعرفين كل هؤلاء الاشخاص في الحفل ،انهم ممتلئين وحتى خدمهم أغنياء
    Çünkü bazıları zengindir ve bazıları da çürümeye bırakılırlar. Open Subtitles لأن بعضهم أغنياء و بعضهم الآخر تُرك ليتعفن
    - Çok işine yarıyordur. Kocam Bay Greer çok zengindir. Open Subtitles إن زوجى ، السيد " جرير" ثرى جداً
    Babam çok zengindir. Open Subtitles والدي فاحش الثراء.
    Bu, dış dünyadan ayrılmış ormanlar yiyecek bakımından zengindir. Open Subtitles الغابات المعزولة مصدرٌ غنيٌ للطعام،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more