Şimdi, Afrika'da zenginlik yaratma konusunda konuşmaya başladığımıza göre ikinci mücadelemiz bir toplumda zenginlik yaratan kesimlerin kimler olduğu meselesi olacaktır. | TED | الآن، عندما نبدأ بالتحدث عن خلق الثروة في أفريقيا، التحدي الثاني لنا سيكون، من هُم وكلاء خلق الثروة في أي مجتمع؟ |
Acaba işbirliği hakkında daha fazla bilgiye sahip olsak ne tür acılar dinebilir ne tür zenginlik biçimleri oluşturulabilir? | TED | ماهي أشكال المعاناة التي يمكن تخفيفها، ماهي أشكال الثروة التي يمكن إنشاءها إذا تمكنا من معرفة المزيد عن التعاون؟ |
Çok uluslu şirketler, daima daha büyük zenginlik ve güç peşinde koşuyorlar. | Open Subtitles | الشركات المتعددة الجنسيات, مهتمة أكبر من أي وقت مضى في الثروة والسلطة. |
Bir toplumda zenginlik giderek arttıkça, intihar oranları düşeceği yerde, giderek artış gösterir. | TED | كلما زاد الثراء في المجتمع، كلما ارتفعت معدلات الانتحار بدلاً من أن تنخفض. |
Ve neden sadece bir kimlik etrafına bir tel koyup onu özel mülkiyet ilan edince zenginlik haline gelir? | Open Subtitles | وما السبب في أنها لا تصبح فقط ثروة عندما بعض الكيانات يضع سياجا حولها و يعلن انها ملكية خاصة؟ |
Burnunuzu açın. Bütün duyularınızı açın, bize verilen bu harika zenginlik için. | TED | افتح جميع حواسك لكل هذا الغنى الموهوب لنا. |
Ve modern ülkemizde bilimin zenginlik ve güç arasındaki dengeyi sağlama durumu ortadan kalkmıştır. | TED | وفي بلدنا الحديث، دور المنطق لم يعد يضم التفكير بين الثروة والسلطة بالشكل الذي كان عليه. |
Sürdürülebilir konutlar çoğunlukla zenginlik ve varlıkla ilişkilendiriliyor. Fakat bu sefer öyle olmayacak. | TED | غالبا ما يرتبط السكن المستدام مع الثروة والغنى، لكن الأمر لا يجب أن يكون كذلك. |
Sağlık, zenginlik, güvenlik, bilgi ve boş zaman üzerindeki tüm bu kazanımlar bizi daha mı çok mutlu ediyor? | TED | هل كل هذه المكاسب في مجال الصحة الثروة والسلامة والمعرفة والترفيه تجعلنا أكثر سعادة؟ |
zenginlik bir gelir meselesidir ve gelir kazançlı bir ticaret imkanı ya da iyi maaşlı bir işle mümkündür. | TED | الثروة هي وظيفة الدخل، والدخل يأتي بإيجاد فرص تجارة مربحة أو إيجاد عمل بمرتب عالي. |
Araştırma kurumlarını destekleyiniz, çünkü bilgi, zenginlik yaratmanın önemli bir parçasıdır. | TED | دعم مؤسسات البحث، ﻷن المعرفة جزء مهم من خلق الثروة. |
Dolayısıyla insanları kırsal fakirlikten çıkarıp sanayileşme ve zenginlik yoluna sevk edecek olan tekstil işlerini alacaklar. | TED | سوف يحصلون على وظائف القماش فذلك سوف يأخذهم من براثن الفقر ويضعهم على طريق الثروة والصناعة |
Bu sorunun beni üzen tarafı, bu grafikte görebileceğiniz gibi yolsuzlukla en çok bağlantılı olan şeyin zenginlik olması. | TED | وما يجعلني حزيناً حول هذا الموضوع هو أن هذا الرسم هنا يريكم أن أكبر علاقة بين الثروة والفساد هي الثروة |
Ayrıca bence, bu ülkenin ve dünyamızın pek çok yerinde fakirliğin zıttı zenginlik değil. | TED | وأؤمن أيضاً أنه في أماكن كثيرةٍ من هذا البلد ، وبالتأكيد في مناطق كثيرة من هذا العالم ، بأن عكس كلمة فقر ليس الثراء. |
Benden iyi ile kötü arasındaki farkı görebilmeyi istedin, ama bunu kendin için zenginlik için yada düşmanlarını yenmek için değil sadece halkını daha iyi yönetebilmek ve insanların arasındaki huzuru sağlayabilmek için istedin. | Open Subtitles | لأنك قد طلبت ذلك و لم تطلب لنفسك الحياة الطويلة أو الثراء العظيم ولا الحياة لأعدائك |
Sanki karım olabilirmiş gibi davrandım hatta ona zenginlik veremeyecek olsam dahi. | Open Subtitles | لقد ادّعيت انها يمكن ان تكون زوجتى حتى ولو كنت عاجزا عن منحها ثروة |
Destanın bir bölümünde, inanılmaz derecede kudret ve zenginlik veren altın bir yüzüğe sahip olan bir kraldan bahsedilmektedir. | Open Subtitles | بأحد المشاهد من الملحمة هناك ملك يمتلك خاتما ذهبيا يمنحه الغنى والثروات التي تفوق الخيال |
Yani bu ülkelerde, daha fazla ticari hareket gerçekleşiyor ve daha fazla zenginlik meydana geliyor, yoksulluk azalıyordu. | TED | ففي هذه الدول .. هناك حراك إقتصادي أكبر وهناك ثروات أكثر تنتج ، وفقر يتم تقليلة أكثر |
şu an uzaya ulaşma talebinin itici gucu olan kisisel zenginlik ve hayalin bir araya geldigi sihirli bir zamandayiz. | TED | نحن في نقطة التقاء سحرية حيث الثروات الخاصة والخيال هي التي تقود الطلب للوصول الى الفضاء. |
Her şey sahteydi, saray ve zenginlik diye bir şey yoktu. | Open Subtitles | مثل جليد الأمس .. كل هذا كان مزيفا .. لا يوجد قصر .. لا يوجد ثراء |
Size güç ve zenginlik sözü verdim ve Maltazard her zaman sözlerini tutar. | Open Subtitles | اني اعدكم بالثراء والقوة و مالثازار دائما يحتفظ بوعوده |
Burada onlar için bile şehirsel olarak bir zenginlik yok. | TED | انها ليست غنية بما فيه الكفاية للمدنيين للذهاب الى هناك. |
Fakat konu zenginlik olunca ırk sınıf ayrımının kendisinden bile daha güçlü bir öngöstergedir. | TED | لكن عندما يتعلق الأمر بالثروة العرق هو المؤشر الأقوى من الطبقة نفسها. |
"Bir insan iblisle zenginlik, güç ya da başka bir yarar için pazarlık yaparsa, karşılığında ilk doğan erkek çocuğu vermelidir. | Open Subtitles | بأنه إن قام البشري بصفقة مع الشيطان للثروة القوة أو أي فوائد أخرى يجب أن يتخلوا عن أول مولود ذكر |
Ve sonunda, zenginlik ve yakışıklılık benim için yeterli değil. | Open Subtitles | أجل, ولكن مع ما حدث ثرى و وسيم لا يناسبانى |
İyi bir insansan ve inançlıysan Tanrı sana sağlık, zenginlik ve sonsuz mutluluk verir. | TED | إذا كنت صالحاً ومؤمناً، سوف يمنحك الله صحة وثروة وسعادة غير محدودة. |
Farklı düşünmemizde bize yardım edecekler, çünkü farklı düşünme yaratılışın merkezidir, zenginlik ve yeni ekonominin de. | TED | وهي ستساعدنا على التفكير بطريقة مختلفة، لأن التفكير المختلف هو بمثابة المحرك للابتكار والثراء والاقتصاد الجديد. |
Şahane oyuncaklar, bir ömür boyu zenginlik ve lüks Blockbuster Videodan hediye sertifikaları istediğin her şeyi yapma özgürlüğü. | Open Subtitles | الألعاب الرائعة حياة شهرة وثراء شهادة التصديق من متجر(بلاك بستر) للفيديو وحرية أن تفعل ما ترغب به |