"ziyafetine" - Translation from Turkish to Arabic

    • وليمة
        
    • مأدبة
        
    Gittiğimiz gün Craster bizim şarap fıçılarımızdan birini açıp jambon ve patatesle dolu ziyafetine oturacak ve karda açlıktan ölen bize bakıp gülecek. Open Subtitles يوم أن نغادر، فسوف يفتح قنينة من نبيذنا. وسيجلس أمام وليمة من اللحم والبطاطا ويضحك علينا، ونحن نموت جوعا في الثلج.
    Bir çeşit düğün ziyafetine benziyor. Open Subtitles تبدوا كأنها وليمة عشاء
    Kuzenim Kaidu'nun bu geceki ziyafetine katılacaksın. Open Subtitles لابد أن تحضر وليمة بن عمي (كايدو) الليلة
    Kraliçe Vashti, bu akşam Kralın ziyafetine katılmamayı planlıyor, savaşı protesto etmek için. Open Subtitles تنوى الملكة وشتي ألا تحضر مأدبة الملك هذا المساء احتجاجاً على الحرب
    Bu düğünde hiçbir şey giymemek anlamına gelmiyor ama bu gençlerin gerçek aşka olan bağlıklıklarını göstermek için eve, arabaya, yüzüğe ve düğün ziyafetine ihtiyaç duymadan evlenmeye hazır olduklarını gösteriyor. TED وهذا لا يعني أنهم لن يرتدوا في حفل الزفاف ، ولكنه يدل على أن هؤلاء الأزواج الشباب على استعداد أن يتزوجوا من دون منزل، من دون سيارة، دون خاتم الماس ودون مأدبة الزفاف ، لإظهار التزامهم بالحب الحقيقي.
    Griffith, Prenses Charlotte'un ziyafetine davetliydi. Open Subtitles جريفيث ذهب الى مأدبة شارلوت
    Kuzenim Kaidu'nun bu geceki ziyafetine katılacaksın. Open Subtitles لابد أن تحضر وليمة بن عمي (كايدو) الليلة
    Hayat ve coşku dolu Floransa ziyafetine hepiniz hoş geldiniz. Open Subtitles مرحبًا بكم جميعًا إلى مأدبة (فلورنسا) الممتلئة بالحياة والحيويّة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more