Askerlerin bir çoğu bunların eş ziyaretleri olup olmayacağını soruyor efendim. | Open Subtitles | عدد كثير من الطاقم يتسائلون هل هذي هي الزيارات الزوجيه, سيدي؟ |
En önemlisi de HYB ziyaretleri temassız yani mahkumların, aileleri ile sarılmalarına bile izin verilmiyor. | TED | وعلاوة على ذلك، تقوم الزيارات على عدم الاتصال، يعني أنه لا يتم السماح للسجناء حتى بمعانقة أسرهم. |
Bunun sonucunda Adalet Bakanlığı, tüm ülkede ziyaret kurallarını sertleştirip katı kurallar getirdi, aile üyesi bile olsa ergin olmayanların ziyaretleri yasaklandı. | Open Subtitles | و نتيجةَ لذلك، أصدرَت إدارة الإصلاحيات في الولايَة أقسى و أضيَق سياسات الزيارات في أي مكان في البلَد |
Ehm.. oldukça geç saat. Gece ziyaretleri hakkında hiç konuşmamıştık. | Open Subtitles | الوقت متأخر ولم نتفق أبداً على زيارات في وقت متأخر |
Sonra, dünyanın her yerindeki katkıda bulunanlar proje ziyaretleri sırasında, yeni makineler göstermeye, prototiplemeye başladı. | TED | المساهمة من جميع أنحاء العالم بدأت تظهر، ونماذج للات جديدة خلال زيارات مخصصة للمشروع. |
Çünkü ilk kaçırılma civarında hastane ziyaretleri durdu. | Open Subtitles | هذا لأنه حين بدأت أول عمليات الإختطاف توقفت الزيارات للمستشفي |
Eğer ikiniz beni bir 10 yıl daha burada tutacaksanız sanırım bu rutin ziyaretleri kesebilirsiniz. | Open Subtitles | إنّ ستتركوني مُصفّداً للعقد القادم، فأظن أن بوسعنا تجنّب الزيارات الروتينيّة. |
Ev ziyaretleri, tamamen yansıttığın imajla ilgilidir. | Open Subtitles | الزيارات المنزلية كلها حول الصورة التي المشروع. |
Acil servis ziyaretleri sonraki yılda başlamış. | Open Subtitles | الزيارات للاسعاف لم تبدأ حتى السنة التالية |
Bu ziyaretleri de, onunla soförü arasinda sir olarak kaliyor. | Open Subtitles | وهُو يُبقي هذه الزيارات سريّة... الأمر بينه وبين سائقه فحسب. |
Rutin muayene ziyaretleri sokaklarda yaşayan insanlar için öncelikli değil. | Open Subtitles | الزيارات الدورية لعيادة الاسنان ليست أولوية للناس الذين يعيشون في الشارع |
Çünkü herkes eş ziyaretleri hakkına sahip olmak isterdi. | Open Subtitles | لأن الكل سيسمع بأمر الزيارات الجنسية و سيرغب الأشتراك به |
Telefonlar kesik. ziyaretleri iptal ettim ama tecridi kaldırdım. | Open Subtitles | خطوط الهاتف مقطوعة وألغيت الزيارات و لكنني ألغيت حالة الطوارىء. |
Annemin ziyaretleri azaldıkça azaldı. En sonunda durdu. | Open Subtitles | زيارات أمى لنا بدأت تقل وتقل حتى توقفت تماماً عن المجىء |
Hafta sonu ziyaretleri, düzenli seferler ve sık uçuş planları gibi. | Open Subtitles | زيارات بالعطل الأسبوعيّة ورحلات متأخرة وخطط المسافرين المتواترة |
Ama havalı süvari komutanlarının ziyaretleri arasında sosyetenin bu kaleleri ara sıra gelen ziyaretçi deneycilere de ev sahipliği yapıyordu. | Open Subtitles | و لكن بين زيارات الضباط الفرسان ضمت أيضاً معاقل الرقي تلك التجريبيين الذين ترددوا علي المكان |
Haftasonu ziyaretleri hakkında bilgisi var mı? | Open Subtitles | هل تعرف بخصوص زيارات نهاية الأسبوع بعد ؟ |
Yani artık bana bakınca tek görecekleri, doktor randevuları hastane ziyaretleri ve kötü cinsel hayat olacak. | Open Subtitles | أعني, كل ماسيرونه هو المواعيد الطبية القادمة، زيارات المشافي, والجنس السيء. |
Dört gün kampüs turu, ders ziyaretleri ve biraz da baba-kız ilişkileri. | Open Subtitles | إنّها لـ 4 أيام تضم جولات الحرم الجامعي، زيارات الفُصول، و القليل من وقت ترابط الأب بإبنته |
Ya daha önceki ziyaretleri? Aile bireyleriyle bağlantısı? | Open Subtitles | ماذا عن زياراته السابقه اتصالاته مع افراد العائله ، اى شىء |
Birlikte çalıştığımız kız öğrencilerin okulu bırakma oranları neredeyse 3 kat daha az. Çünkü öğrenci rehberleri, kızlar okula devam edemediğinde tekrar dönebilmeleri için ev ziyaretleri yapıyor. | TED | الفتيات التي نعمل معهن أقل احتمالاً بنحو ثلاث مرات من ترك المدرسة، بسبب قيام المعلمات المرشدات بزيارات منزلية عندما لا تذهب الفتاه إلى المدرسة ليساعدنها للعودة إلي المسار. |
Büyükanne ve babayla ziyaretleri çok seviyorum ve ailelere mektup yazmayı ve çim makinesini kullanmayı, böylece büyükbabanın çakalları rahatsız olmuyor. | Open Subtitles | أحب... القيام بالزيارات برفقة جدّي وجدّتي... وكتابة الخطابات لأبواي... |