"zoe'" - Translation from Turkish to Arabic

    • زوي
        
    • لزوي
        
    • زوى
        
    • بزوي
        
    • دو زويه
        
    Mort Crocker, Zoe Sharp ve Mike McMillan'ı öldürmekten tutuklusun. Open Subtitles مورت كروكير، أنت موقوف للقتلِ زوي حادّة و مايك مكميلان.
    Bize neden düşman kesildiğini bulana dek, Zoe ve ben Café Diem'de olacağız. Open Subtitles زوي و أنا سوف نذهب الى كافيه ديم حتى يكتشف لماذا أنقلبت علينا
    Zoe'nin ödevine yardım ettikten sonra uyudum, çünkü başım ağrıyordu. Open Subtitles أخذت قيلولة بعد مساعدة زوي بواجبها، لأن كان لدي صداع
    Eğer Zoe olsaydı, aynı şeyi yapmayacağını bana söyle. Open Subtitles أنك تخبرني بأنك لن تفعل نفس الشيء لو كان لزوي
    Zoe'nin DNA'sı, SARAH'nın veritabanındakiyle uyuşmadığı içindi. Open Subtitles الحمض النووي لزوي لم يتطابق مع العينة التي في قاعدة بيانات سارة
    Birkaç ay önce Zoe Hart seni sevdiğini söyledi, doğru mu? Open Subtitles منذ عده شهور زوى هارت قالت لك انها تحبك صحيح ؟
    Abby, Zoe'ye hamileyken pek fazla ortalarda yoktum. Open Subtitles لم أكن جيد جدا في حضوري حول آبي عندما كانت حاملا بزوي.
    Nasıl oldu da Zoe ona bilgisayardaki programa giriş şifresini vermedi. Open Subtitles كيف زوي لم تعط لها الوصول إلى حساب الكمبيوتر إلى البرنامجِ
    Orijinal Zoe benden o trene binmemi istemişti, sen değil. Open Subtitles الأصل زوي يريد مني للحصول على هذا القطار، ليس لك.
    Yarın akşam bu saatlerde Zoe Hart, BlueBell'in sahibi olacak. Open Subtitles بهذا الوَقّتْ في ليلة الغد زوي هارت ستَذْهبُ لإمتِلاك بلوبيل
    Kötü bir fikir olduğunu biliyordum Zoe Hart ve diğer insanların bana geri zekalı demesi ve haklı olmaları. Open Subtitles عَرفتُ بأنّها ستكون فكرة سيئة، وبعد ذلك أَنْ تكون زوي هارت من بين كلّ الناس، تدْعوني بالغبية وهي محقة
    Bildiğim bir şeye dayanarak Zoe Hart'ın... %100 bekar olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles الآن أنا أعرف الحقيقة بأن زوي هارت عازبة بنسبة مائة بالمائة
    Ve işte bu da sana Zoe Hart'ın verdiği anahtarlık, ki görünüşe bakılırsa ikinizin yakın arkadaş olduğu sanılabilir. Open Subtitles وهذه علاقة مفاتيحك نَقشت لك مِن قِبل زوي هارت والذي يعتبر أمر غريب، على إعتِبار أنتكما لَستما حتى صديقات
    Şu Dr. Zoe Hart, dün akşam büyük bir aptallık etmiş. Open Subtitles جعلت هارت زوي الدكتورة كامل بشكل حمقاء نفسها من البارحة ليلة
    SARAH haklıydı. Zoe'nin DNA'sı değişmiş. Open Subtitles سارة كانت على صواب الحمض النووي لزوي قد تغير
    Thorne'un verdiği örnek sadece Zoe'ye yetecek kadardı. Open Subtitles لقد استعملنا كل عينة ثورن لأنتاج ما يكفي لزوي
    Orası asla evim olmadı ve uzun zaman önce diğer Zoe de Caprica'yı evi olarak görmemeye başlamıştı. Open Subtitles لم يكن يوما بيتي وتَوقّفَ أنْ يَكُونَ لزوي الأخرى منذ زمن طويل
    Seninle tanıştığımdan beri. Zoe, kabul et bu oldukça güzel bir şeydi. Open Subtitles منذ أن قابلتك زوى عليك أن تعترفى أن هذا كان لطيفاً جداً
    Zoe, rüzgar falan yok. Mumlar en az iki saat yanar. Open Subtitles زوى لا توجد رياح بالخارج هنا و هذه الشموع تدوم لساعتين
    Atina Akademisinden Zoe'ya ilişkin siz ve Amanda için acil bir mesaj var. Open Subtitles هناك رسالة عاجلة لك ولامندا اكاديمية اثيني تتعلق بزوي
    Birini pis işini yapmaya göndermek Zoe'nin tarzına benzemiyor. Open Subtitles لا يبدو مثل أسلوب دو زويه لإرسال شخص أن تفعل لها بالعمل القذر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more