zor zamanlardan geçiyordum ama artık daha iyi. | Open Subtitles | لقد كنت امر بوقت عصيب ولكن انا افضل الان |
Kocam testler yaptırıyor ve, zor zamanlardan geçiyoruz... | Open Subtitles | زوجي يجري فحوصات و هو يمر بوقت عصيب |
Önemli değil, zor zamanlardan geçtiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | من الخرابة التي تسمينها منزلًا لا بأس , أعلم أنك تمرين بـ وقت عصيب |
Çok zor zamanlardan geçtim ve canım çok acıyor. | Open Subtitles | اني اعاني من وقت عصيب جدا وانا اتوجع كثيرا |
zor zamanlardan geçtim, çavdar viskisine alıştı ağzım. | Open Subtitles | لقد مررت بأوقات عصيبة في محاولة تطوير طعم خمر الشعير |
Küstahlığımı bağışlayın, bayım. En zor zamanlardan birindeyiz. | Open Subtitles | اغفر لي تهكمي ،سيدّي لقد كان وقتًا عصيبًا |
Ama tüm bunlar, kızımızın çok zor zamanlardan geçtiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغيّر من حقيقة أنّ ابنتنا قد مرّت بوقتٍ عصيب. |
zor zamanlardan geçiyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يمرون بوقت عصيب. |
Ama ikimizin zor zamanlardan geçtiğini biliyordu. | Open Subtitles | لكنها تعلم أننا نمر بوقت عصيب |
Pete biliyorum zor zamanlardan geçiyorsun. | Open Subtitles | أعلم بأنك كنت تمر بوقت عصيب |
zor zamanlardan geçiyor ve... | Open Subtitles | ...لقد مر بوقت عصيب |
Şehrimiz zor zamanlardan geçiyor. | Open Subtitles | إنه وقت عصيب لمدينتنا |
Emily zor zamanlardan geçiyor. | Open Subtitles | إيميلي) تمرّ في وقت عصيب) |
Peki çocuklar, hepimizin zor zamanlardan geçtiğini biliyorum ama bugün olana bir bakın. | Open Subtitles | حسناً يارفاق أعلم أننا كلنا قد مرّرنا بأوقات عصيبة ... لكن إسمعوا إنظروا لما حدث اليوم |
Özür dilerim. Sadece zor zamanlardan geçiyorum. | Open Subtitles | انا آسف فقط أني امر بأوقات عصيبة |
Hepimiz zor zamanlardan geçtik. | Open Subtitles | لقد مررنا بأوقات عصيبة |
Çok zor zamanlardan geçtik. | Open Subtitles | لقد كانَ وقتًا عصيبًا |
Bak, zor zamanlardan geçtiğini biliyorum. | Open Subtitles | انظري، أنا أعرف أنكِ تمرين بوقتٍ عصيب |