Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. | TED | إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك |
İnsanlarımın çoğunun bu parmaklıkları tükürdüğüne şaşırmamak gerek, çünkü gerçekleri yutmak zordur. | TED | لا عجب في أن الكثير من قومي ولأن الحقيقة من الصعب إبتلاعها. |
Bunlardan bazıları zordur. Yani cidden zor, | TED | بعض الأشياء صعبة. أعني بالفعل، على الرغم من أن |
Peki, arzuyu ne devam ettirir ve arzu neden bu kadar zordur? | TED | لذلك مالذي يحافظ علي الرغبة ، ولماذا هي صعبة جدا؟ |
Bob kalp sayısına inanıyor ve kalp sayısını kolayca azaltmak çok daha zordur. | TED | يؤمن بوب بالقلب العامل. والأمر أصعب من أن يتم ببساطة تسريح قلب عامل. |
Terörist grubunu, dünyanın bir ucundan idare etmek ne kadar zordur? | Open Subtitles | كم مدى صعوبة إدارة مجموعة إرهابية من الطرف الآخر للعالم ؟ |
Halbuki, neredeyse hiç kimsenin fark etmediği bir sorunu çözmek zordur. | TED | لكن من الصعب فعل ذلك إن كان يغفل عنه معظم الناس. |
Makinalar daha verimlidir, insanlar ise karışıktır ve yönetilmeleri zordur. | TED | الآلات الرقمية أكثر إنتاجاً البشر معقدون و من الصعب إدارتهم |
Hepimiz ırkın toplumsal olarak inşa edilmiş bir olgu olduğunda anlaşabiliriz ama günlük yaşamımızda bunu görmek genellikle zordur. | TED | الآن، لنا أن نتفق جميعًا بأن العِرق ظاهرة من بناء المجتمع، ولكن، من الصعب أن نراها في حياتنا اليومية. |
Çok memnun olurum. İki kişinin seyahat etmesi daha zordur. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا أنت تعلم من الصعب لشخصين أن يسافروا |
Çok iyi arkadaştık. Ondan daha iyi bir dost bulmak zordur. | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء جيدين انه من الصعب أن تجد صديق جيد |
Ona hakim olmak çok zordur. Onunla bir şey yapmaya kalkıştınız mı? | Open Subtitles | من الصعب جدا التعامل معها هل حاولت أن تفعل أي شيء معها؟ |
Zor seçimler zordur, bizim yüzümüzden veya cehaletimizden değil zordurlar çünkü en iyi seçenek diye bir şey yoktur. | TED | إن الخيارات الصعبة صعبة ليس بسببنا أو لجهلنا؛ إنها صعبة لأنه ليس هنالك خيار أفضل. |
Kariyere ara verdikten sonra işe dönmek, işverenler ile işe yeniden dönenler arasındaki kopma sebebiyle zordur. | TED | العودة إلى العمل بعد الإنقطاع المهني صعبة بسبب قطع الإتصال بين أصحاب العمل و مستأنفي العمل من جديد |
Eğer aletleri yaratan taraftaysanız, kolay olan zordur. | TED | و إذا كنت من صانعي هذه الأمور، البساطة صعبة. |
Bir şeyi başarmak çoğu zaman onu gerçekleştirmekten daha zordur. | TED | النجاح في شيء ما هو غالباً أصعب من الوصول إليه. |
Domuzları tutmak zordur ve büyük olanları, insanlardan daha güçlüdür. | Open Subtitles | السيطرة على الحيوانات أكثر صعوبة والكبيرة منها أقوى من الإنسان |
Eğer onlar arkadaşıysa ve tek çevresi oysa bir çeteden ayrılmak zordur. | Open Subtitles | ترك العصابة أمر صعب لو كانوا أصدقائها، ولو كانوا كلّ من تعرفهم. |
Bununla baş etmek uzman bir istihbaratçı için yeterince zordur. | Open Subtitles | و سيكون صعباً بالقدر الكافي لأي عميل متخصص للتعامل معه |
Sizi, ne olursa olsun sevecek birini bulmak çok zordur. | Open Subtitles | ومن الصعب أن تجد الناس الذين سوف أحبك مهما كانت. |
Üzüldüm dostum. Dürüstlük zordur ama uzak ara en iyisidir. | Open Subtitles | الصراحة قاسية ، لكن في النهاية هو البديل الأكثر لطفاً |
Şimdi, Chip tatlım... Genç olmak ne kadar zordur bilirim. | Open Subtitles | الان , عزيزي تشيب, انا اعلم الصعوبة التي يعيشونها المراهقين |
Her zaman diğerinden daha fazla seven biri vardır. Bu yüzden çok zordur. | Open Subtitles | شخص واحد دائما ما يحب بقدر أكبر، هذا ما يجعل الأمر صعبا جدا |
Çünkü bu zordur. Bunu çok fazla şarkıcı yapamaz. | Open Subtitles | لأن هذا قاسي ليس الكثير من المغنين يمكنهم فعل ذلك و |
Değişen çok şey var ve değişmek bazen zordur, değil mi? | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ التغييرِ، وتغيير صعبُ أحياناً، حقّ؟ |
Ve bu izleri yok etmek, kadını yok etmekten daha zordur. | Open Subtitles | ومن الأصعب أنّ تتخلص من العلامات عن هجر المرأة التي تركتها. |
Bir sonraki sefere bana deyin ki, "Bir, mutluluk zordur." | Open Subtitles | في المره المقبله اخبرني . . اولا , السعادة صعبه |