"zorlayamayız" - Translation from Turkish to Arabic

    • إجبار
        
    • إجبارها
        
    • نجبرك
        
    • اجباره
        
    • نجبرها
        
    • نجبرهم
        
    • غجبارها على
        
    • إجباره على
        
    Mikropları zorlayamayız, saniyede ürettikleri elektriğin miktarı düşüktür. TED لكن لا نستطيع إجبار الميكروبات ويولدون مقداراً قليلاً من الكهرباء في الثانية.
    Bu bağlılıkla ilgili bir şey, hiç kimseyi zorlayamayız. Open Subtitles الأمر يخص التفاني ، لا يمكننا إجبار أي شخص
    - Korkuyorsa onu zorlayamayız. - O halde ne yapacağız? Open Subtitles لا نستطيع إجبارها إذا كانت خائفة - إذن ماذا نفعل؟
    - Korkuyorsa onu zorlayamayız. - O halde ne yapacağız? Open Subtitles لا نستطيع إجبارها إذا كانت خائفة - إذن ماذا نفعل؟
    Hayatım, ilaç içmek istemiyorsan seni zorlayamayız. Open Subtitles حبيبي ، لن نجبرك إن لم ترغب في تناول العقار
    Seni bırakmaları için onları zorlayamayız, yerel basında pek hoş karşılanmaz. Open Subtitles لا نستطيع اجباره على ان يخلوا سبيلك سوف لن يبدو ذلك جيدا بنظر الصحافة المحلية
    Onu burada kalıp hizmetçimiz olmaya zorlayamayız. Open Subtitles و لا يمكننا أن نجبرها على البقاء هنا لكي تصبح جارية لنا
    Onları yapmak istemedikleri bir şeye zorlayamayız. Open Subtitles نحن لا نستطيع ان نجبرهم علي شيئا لا يريدون عمله.
    - Şu an burada ama kalmaya zorlayamayız. Open Subtitles إنها هنا الآن، لايمكننا غجبارها على البقاء.
    Bir masumu öldürmesi için onu zorlayamayız. Open Subtitles إننا لا نستطيع إجباره على قتل بريء
    Hayır, insanları zorlayamayız ya da patates çuvallarına tıkamayız. Open Subtitles لا , لا يمكننا إجبار الناس أو رميه في أكياس بطاطا
    İnsanları bize katılmaları için zorlayamayız ama katılma fırsatını verebiliriz. Open Subtitles -لا يمكننا إجبار الناس على الإنضمام إلينا -ولكن بوسعنا منحهم الفرصة لهذا
    Ama kurbanı konuşmaya zorlayamayız. Open Subtitles ولكن لا يمكن إجبار ضحية على الكلام.
    - Theresa, Eddie'den ayrıImaya kendi karar vermeli. Onu zorlayamayız. Open Subtitles . (‏(تيريزا) يجب أن تقرر بنفسها أن تترك (إدى . نحن لا نستطيع إجبارها
    Onu zorlayamayız. Open Subtitles لايمكننا إجبارها
    Bakın, güvenliğinizi sağlamamız için sizi zorlayamayız ancak sizi öldürmeye çalışan şahısı bulmamıza yardım etmeniz gerek. Open Subtitles حسناً , نحن لا نستطيع أن نجبرك , على أن تقبلي حمايتنا ولكن نريد منك مساعدتنا على القبض . على الرجل الذي يخطط لقتلك
    Biz sizi birşey yapmaya zorlayamayız, buna niyetimiz de yok. Open Subtitles نحن لا نستطيع ولن نجبرك علي فعل أيّ شئ
    - Onu zorlayamayız. Doğru olmaz. Open Subtitles ولكننا لا نستطيع اجباره ان ليس من حقنا - .....
    Kendi çocuğuna karşı nazik olması için zorlayamayız ki.. Open Subtitles ولكن لا يمكننا أن نجبرها أن تكون لطيفة مع ابنها
    Onları buradan göndermeye zorlayamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نجبرهم على الرحيل
    - Şu an burada ama kalmaya zorlayamayız. Open Subtitles إنها هنا الآن، لايمكننا غجبارها على البقاء.
    Yok. Onu zorlayamayız da. Open Subtitles ليس لدينا، ولا يمكننا إجباره على ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more