"zorunda kalırım" - Translation from Turkish to Arabic

    • سأضطر
        
    • سيكون علي
        
    • سيكون عليّ
        
    • سيتوجب علي
        
    • فسأضطر
        
    • فسأضطرّ
        
    • سيتعيّن عليّ
        
    • سيتوجب عليّ
        
    • وسيكون علي
        
    • سيجب علي
        
    • سأكون مجبراً
        
    Ama o zaman burada bekleyip daha çok zaman kaybetmek zorunda kalırım. Open Subtitles لكني سأضطر الى البقاء هنا وأفقد المزيد من الوقت
    Bu mülke tekrar girersen seni vurmak zorunda kalırım. Open Subtitles إذا أتيت لهذا المكان مرة أخرى سأضطر لإطلاق النار عليك
    Danny biliyor ki, mahkemeye çıkarsak, bütün suçlamaları öne sürmek zorunda kalırım. Open Subtitles يعرف أنه إن ذهبنا للمحاكمة سأضطر للعب بكل ما لدي
    Ama bunu ona anlatırsan seni doğal olarak öldürmek zorunda kalırım. Evet! Open Subtitles و لكن إنْ أخبرته بذلك فمن الواضح إنّه سيكون علي قتلكِ نعم
    Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. Open Subtitles و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا
    Eğer okursam ve berbat çıkarsa onun duygu sömürülerine katlanmak zoruna kalırım ve eleştiri yapmak zorunda kalırım. Open Subtitles إذا قرأته و اتضح انه سيء سيتوجب علي ان اخضع لمحاولاته المثيرة للشفقة وأعطيه ملاحظات
    Konuşursa seni hemen tutuklamak zorunda kalırım. Open Subtitles وإن تكلم فسأضطر للقبض عليك قبل أن تغادر المبنى
    Ya bana bilmem gerekeni söylersiniz, ya da sizi öldürmek zorunda kalırım. Open Subtitles ستخبرينني بما احتاج الي معرفته و الا سأضطر لقتلك
    Sanık yakalanamazsa mahkemeye parayı ödemek zorunda kalırım tabii. Open Subtitles سأرسل خلفه صائد جوائز لإعادة الإمساك به و إلا سأضطر لدفع نفقات المحكمة بنفسي
    Eğer bu kurabiyelerle bir kere daha oynarsan, seni pataklamak zorunda kalırım! Open Subtitles إن لعبت عند الكعك ثانيةً سأضطر لصفعك على مؤخرتك
    Küçük bir çiselemede, masaların üzerine kova koymak zorunda kalırım. Open Subtitles إن هطلت الأمطار سأضطر لوضع جرادل على طاولة الطعام
    Üzgünüm genç adam, ama bir daha buraya gelirsen... güvenliği çağırmak zorunda kalırım. Open Subtitles آسف أيها الشاب ، ولكن لو أتيتَ هنا مرة أخرى ، سأضطر إلى استدعاء الأمن
    Hey, dikişlerinle oynamayı bırak yoksa yeniden dikmek zorunda kalırım. Open Subtitles توقف عن اللعب بخياطاتك وإلا سأضطر لإعادتها
    Ya da birilerinin canı yanar, ve birlikte çalışamazsınız ve birinizi kovmak zorunda kalırım. Open Subtitles و لا يمكنكما العمل سوياً و سأضطر لفصل أحدكما
    Çünkü öyle olursa seni çıkarmak zorunda kalırım. Open Subtitles لإنك إن فعلت، عندها سيكون علي التخلي عنك.
    Her şeyi değiştirmek zorunda kalırım. Böylesi daha hızlı ve daha mantıklı. Open Subtitles سيكون علي تغير كل شيء هذهِ طريقة أذكى وأسرع
    Söylersem seni öldürmek zorunda kalırım ve sanırım bir gece için yeteri kadar travma geçirmişsin. Open Subtitles إذا أخبرتك، سيكون عليّ قتلك، ويبدو أنك قد صدمت بما يكفي لليلة واحدة
    İşin aslı şu ki öyle yaparsak senin kim olduğunu, seni nereden tanıdığımı ve hayatımın tehlikede olduğunu anlatmak zorunda kalırım. Open Subtitles كما ترى، لا تستطيع الذهاب معي لأن عندها سيتوجب علي أن أخبرهم من تكون و كيف أعرفك و أن حياتي في خطر
    Duyduklarını kimseye söyleyecek olursan seni bulup, öldürmek zorunda kalırım. Open Subtitles وإذا أخبرتي أي أحد بما سمعته فسأضطر لملاحقتكِ، وقتلكِ
    Eğer otobüste oturamazsam, ayakta durup direğe tutunmak zorunda kalırım. Open Subtitles إن لم أؤمّن مقعداً في الحافلة فسأضطرّ إلى الوقوف والإمساك بالعمود
    Bir koyunun midesine sıkıştırılmış böbrek ve ciğer ile doymak zorunda kalırım. Open Subtitles سيتعيّن عليّ أن أتعشى على كبد و رئة محشوّة ببطن خروف
    Onlara yalan söylemek zorunda kalırım ve yalan söyleme haklarımı doldurdum. Open Subtitles , سيتوجب عليّ حينها أن أكذب عليهم و انا لديّ حصتي من الكذب
    Beceremezsem mitral kapakçığı değiştirmek zorunda kalırım. Open Subtitles ،أفسد هذا، وسيكون علي إصلاح الصمام التاجي
    Kartın yerleşimini tamamen baştan düşünmek zorunda kalırım. Open Subtitles سيجب علي إعادة التفكير بتصميم اللوحة الأم كاملاً
    Bu davada evet, yoksa sizi içeri tıkmak zorunda kalırım. Open Subtitles في هذه الحالة، أجل. وإلا سأكون مجبراً على اعتقالك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more