"zorunda kaldılar" - Translation from Turkish to Arabic

    • اضطروا
        
    • كان عليهم
        
    • إضطروا
        
    • اضطر
        
    • مضطرين
        
    • فاضطرّوا
        
    • توجب عليهم
        
    • اضطرو
        
    • اضطرّوا
        
    • إضطرّوا
        
    Korku filmi gibiydi. Onu evde eğitmek zorunda kaldılar. TED كان مشهداً من الرعب اضطروا إلى تعليمها في المنزل
    Sadece üçümüz. Bütün işlemleri durdurmak zorunda kaldılar. Open Subtitles ثلاثتنا فقط, لقد اضطروا الى اغلاق المصفى بالكامل
    Beyninde ödem oluşmasın diye bu sabah onu bayıltmak zorunda kaldılar. Open Subtitles كان عليهم أن يضعوه في الخارج هذا الصباح للحفاظ على دماغه
    Bir üniversitenin kopyalama odasına sızarak ve tüm gece gizlice çalışarak 52.000 broşürü teksir makinesi ile çoğaltmak zorunda kaldılar. TED لذا كان عليهم طبع 52,000 منشور عن طريق التسلل إلى غرفة التصوير بجامعة والعمل طوال الليل فى السر.
    Bu nedenle, bu üç kardeş ve aileleri evlerini boşaltmak zorunda kaldılar. TED ولهذا السبب فإن الأخوة الثلاثة وعائلاتهم إضطروا لإخلاء منازلهم.
    Doktorlar çantayı Bruce'un bileğinden ameliyatla çıkartmak zorunda kaldılar. Open Subtitles اضطر الأطباء إلى إزالة حالة من بروس المعصم للعمل.
    Annesini öldürmemesi için yatıştırmak zorunda kaldılar. Open Subtitles كانا مضطرين إلى قمعه قبل أن يُزهق روح أمّه
    Bunlar da yetmeyince bütün odayı gardroba dönüştürmek zorunda kaldılar. Open Subtitles ،وعندما لم يكن كل هذا كافياً, اضطروا لتحويل غرفة كاملة إلى خزانة ملابس
    Domuzları yakalamaları tam altı saat sürdü, ondan sonra da oyunlarını domuz kakası içinde oynamak zorunda kaldılar. Open Subtitles استغرق منهم ست ساعات ليمسكوا بها كلها ثم اضطروا للعب في قذارة الخنزير
    Mahvolan eşyaların masrafları yanında, hayvan kontrolü aramak zorunda kaldılar, onlar da son 10 saattir, domuzları yakalamaya çalışıyorlar hepsini bulabildiklerini de sanmıyorum... Open Subtitles ،بالإضافة إلى تخريب الممتلكات لقد اضطروا للاتصال بالمتحكمين بالحيوانات الذي كان يبحث عن الخنازير، حاول محاصرتها لعشر ساعات لم يستطع العثور عليها كلها
    Arabayı kesmek zorunda kaldılar. Nasıl yapıldığı da anlaşılamadı. Open Subtitles كان مقلباً اضطروا فيه لتجزئة السيارة، لم يعرفوا أبداً كيف فعلوا ذلك.
    Ve nihayetinde organizasyonu da thruscenium diye adlandırılan ön sahne ve çıkıntı sahne arasında melez bir biçime sabitlemek zorunda kaldılar. TED وفي النهاية كان عليهم أن يجمدوا نظامهم على شيء يدعى ثروسينيوم فاسد.
    İşleri kötü gidiyor, evlerini kiraya vermek zorunda kaldılar. Open Subtitles لقد اصابهم سوء للغاية ، لقد كان عليهم تأجير منزلهم فقط لتغطية نفقاتهم
    Çok utanç vericiydi. Onu dışarı taşımak zorunda kaldılar. Open Subtitles كان هذا محرج للغاية كان عليهم أن يحملوه للخارج
    Ama salmak zorunda kaldılar, çünkü eğitilmeleri zor. Open Subtitles ولكنهم إضطروا لأن يتركوهم يذهبوا بسبب صعوبة تربيتهم.
    Belki de yoldan çıktılar ve ışık hızına en yakın hızla devam etmek zorunda kaldılar milyonlarca yıl önce Pegasus'tan ayrılmamış olsalar da nasıl o kadar ışık yılı uzakta olduklarını açıklar bu. Open Subtitles ربما تكون و قد أسقط فى يدهم و إضطروا للإستمرار بأقرب سرعة ممكنة من سرعة الضوء هذا يفسر إبتعادهم اكثر من مليون سنة ضوئية عن مجرة بيجاسوس دون الحاجة للسفر لمدة مليون عام
    İnsanlar benim yerime karar vermek zorunda kaldılar. Open Subtitles والناس إضطروا لأخذ كلّ قراراتي بدلاً عنّـي
    Ama tüm o kadar suyla bile Romalılar Kolezyum yerlerini kazımayacak, özel düz tabanlı minyatür tekneler inşa etmek zorunda kaldılar. TED ولكن بالرغم من هذه الكمية الهائلة من الماء، اضطر الرومان لبناء قوارب مصغرة بقيعان مسطحة خاصة بحيث لا تقوم بخدش أرضية الكولوسيوم.
    Hatırlar mısın bilmiyorum ama sen beş yaşındayken dişlerini yapabilmek için sana anestezi vermek zorunda kaldılar. Open Subtitles لكن لست متأكدًا إذا تذكرين،لكن عندما كنت في الخامسة كانو مضطرين لوضعك تحت التخدير ليصلحوا أسنانك
    Batağa öyle saplandılar ki, dışarıdan yardım istemek zorunda kaldılar. Open Subtitles إنّهم غارقون هناك، فاضطرّوا لجلب موهبة خارجية
    Ve her zamanki gibi, Fransa'dan nükleer güç almak zorunda kaldılar. TED وكالعادة، توجب عليهم شراء طاقة نووية من فرنسا.
    Waldbaums'daki üçlü kupon teklifinde bir açık buldum ve aldığım her kağıt havlu için bana 5 sent ödemek zorunda kaldılar. Open Subtitles لقد وجدت ثغرة في عرض الكوبون الثلاثي في والدبامز لقد اضطرو ان يعطوني 5 سنت لكل رول من ورق الحمام
    Onu çıkarmak için elektrikli testere kullanmak zorunda kaldılar. Open Subtitles اللعنة لقد اضطرّوا إلى قطع الثلج بالمنشار ليخرجوه
    Oraya sokabilmek için kaç kemiğini kırmak zorunda kaldılar acaba? Open Subtitles كم عظماً إضطرّوا لكسرها لإدخالها إلى هناك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more