| Bu şehre yardım etmek gibi bir görevim veya zorunluluğum yok. | Open Subtitles | ليس لدي واجب أو إلتزام لأساعد هذه المدينه |
| Sonuçlarımı dürüst bir şekilde rapor etmek için ahlaki bir zorunluluğum var. | Open Subtitles | عندي إلتزام أخلاقي للإبلاغ عن أستنتاجاتي بكل أمانة |
| Eğer geçmişteki o korkunç birleşmeyi anlatacaksan içki içmek için tıbbi zorunluluğum var. | Open Subtitles | إن كنت ستعودين إلى فترة العلاقة الغير مقدسة فلديّ إلتزام طبيّ أتجرعه |
| Kardeşime karşı hemen ilgilenmemi gerektiren bir zorunluluğum var. | Open Subtitles | أترى، ثمّة إلتزام منّي تجاه أخي يتطلّب إهتماميّ الفوريّ |
| Eğer geçmişteki o korkunç birleşmeyi anlatacaksan içki içmek için tıbbi zorunluluğum var. | Open Subtitles | إن كنت ستعودين إلى فترة العلاقة الغير مقدسة فلديّ إلتزام طبيّ أتجرعه |
| Benim de ikinizin kıçını tekmelemeye zorunluluğum var.. | Open Subtitles | أوه , و أنا لدي إلتزام بأن أركلكما الآن |
| Bir zorunluluğum olduğuna inanıyordular. | Open Subtitles | لقد ظنوا أن علي إلتزام لأفي به |
| AnnaBeth, Bilmek gibi bir zorunluluğum var. | Open Subtitles | لدي إلتزام كما تعلمين |