Bu resimden gördüğümüz kadarıyla, bizden daha fazla mı var? | Open Subtitles | إذن مع تلك الصوره هل يعني أن هنالك آخرين منا؟ |
Hepsini bilseydin bile, bilmediğin bir 50 tane daha vardır. | Open Subtitles | حتى لو عرفتيهم كلهم فسيكون هناك 50 آخرين لم تعرفيهم |
daha büyük bir yer alalım, daha fazla çocuk olsun. | Open Subtitles | تعالوا نجد مساحة أكبر ، أطفالاً آخرين ناس بمستوى اعلى |
Sadece ben değil, diğer gay insanların da kahve içtiğini biliyorum. | TED | لستُ أتناول القهوة فقط ، بل أعرف أيضاً مثليين آخرين يتناولونها. |
başkalarıyla görüşebileceğimizi söylediğimi biliyorum, ...ama ben bunu kaldıramıyorum, anladın mı? | Open Subtitles | أشعرُ أنّني مُضطرٌّ لذلك أعلمُ أنّني قلتُ يجب أن نقابل آخرين |
Ama aynı yaz şansı yaver gitmeyen iki kişi olmuştu. | Open Subtitles | لكن ثمة شخصين آخرين في ذلك الصيف لم يحالفهما الحظ |
Hepsi de iğrençti. Bu yüzden başkalarının karakterlerini çalmaya başladı. | Open Subtitles | وهي سيئة ، لذا بدأ يسرق شخصيات من إختراع آخرين |
Başarısız olmuş başka bir girişimci tanımıyordum ve kendimi dünyadaki tek kaybeden sanıyordum. | TED | لم أعرف رائدين أعمال فاشلين آخرين, وأعتقدت بأنني كنت الخاسرة الوحيدة في العالم. |
Düşünüyorum da, belki ben gitmeden önce... bir anlaşma yapabiliriz... ben oradayken başkalarını görmemizde herhalde bir sakınca yoktur, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه قبل أن أرحل، يمكننا الإتفاق على أن مقابلة أناس آخرين بينما أنا بعيد، |
Bölük'ün altı ay daha eve dönmeyeceğini söyledi. - Ne? | Open Subtitles | قال أن الفرقة 117 لن تعود قبل ستة أشهر آخرين |
Önceki yıl yaptığımız dinlemelerde kayıp raporundaki iki kişinin daha bahsi geçmişti. | Open Subtitles | وهناك إسمين آخرين ضمن ملفات المفقودين ظهرت في تسجيلات تنصتنا بداية العام |
Şimdi beş iş ve beş yazar daha almakta özgürüm demek. | Open Subtitles | الآن، أنا متاح أن أحظى بخمسة وظائف آخرى و5 كتّاب آخرين. |
Saati alıp 3 binini düştüm. 5 bin daha getirebileceğini söyledi. | Open Subtitles | طرقت المراقبة من ثلاثة، وقال انه يمكن تتخلص حتى خمسة آخرين. |
Bana iki dolar daha borçlusun. Moo shu pork'un fiyatı artmış. | Open Subtitles | أوه أنت تدين لي بدولارين آخرين سعر الموشو بلحم الخنزير أرتفع |
Ama bazıları, örtbas etme konusunda diğerlerinden çok daha iyidir. | Open Subtitles | لكن بعض الأشخاص جيدين في طرق الإخفاء من أشخاص آخرين |
Seks hayatımızdan bahsedecek daha fazla insan bulmak için gelmediğine emin misin? | Open Subtitles | أمتأكّد أنّكَ لم تحضر بحثاً عن أشخاص آخرين تتفاخر أمامهم بحياتنا الجنسيّة؟ |
Bu benzer değerleme sistemleri diğer insanlarla olan etkileşimleri değerlendirdiğimiz zaman yeniden düzenlenir. | TED | يعاد توزيع نفس أنظمة التقييم هذه عندما نقوم بتقييم التفاعلات مع أشخاص آخرين. |
Tek elle tutunuyorsunuz, diğer yedi milyar insanla aranızdaki tek bir bağlantı.. | TED | أنت الآن تمسك بيد واحدة، رابط وحيدا ل 7 ملايين شخص آخرين. |
Ama şu an başkalarıyla çıkmak gibi ufak bir sorunumuz var. | Open Subtitles | حسنٌ .. هناكَ مشكلةٌ صغيرة وهي أننا حالياً نواعد أشخاصاً آخرين |
Bn Morland'ın başkalarının arkadaşlığını tercih ettiğini düşündüğünde canın sıkılmıştı. | Open Subtitles | لقد كنت منزعجاً عندما ظننتَ أنها فضّلت رفقة آخرين عليك |
başka insanların çevresinde olacaksın, benim değil ama buralarda olacaksın. | Open Subtitles | ستكون بجوار أناس آخرين ولن تكون بجواري ولكنك ستكون بالجوار |
Yani artık çocuk değiliz... ve birbirimizden 4600 kilometre uzaktayken başkalarını görmemeyi... başkalarıyla çıkmamayı düşünmek aptallık olur. | Open Subtitles | أعني، لسناً أطفالاً و من السخيف إعتقاد أن مسافة 3.000 ميل بيننا، و لايمكننا مقابلة و مواعدة أناس آخرين. |
başkalarına yardım etmek için bir para nakil aracını soyacağız. | Open Subtitles | أننا ذاهبون لسرقة سيارة المصرف المصفحة لكي نساعد أناس آخرين |
Sadece bulanın değil, kalan 999 kişinin de emeği vardır bunda. | Open Subtitles | أكتشافه لا يمثل عمله وحده ولكن عمل 999 آخرين بحثوا معه |
ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. | TED | وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين. |