| Evet, ben Terry Allen. Dinleyin, sanırım biri evime girmiş. | Open Subtitles | نعم انا تيرى آلين اعتقد ان احدهم دخل بيتى عنوة |
| Busmalis, Bayan Whitney Allen'ın evinin çevresinde dolanırken yakalandı, popüler bir çocuk şovu olan "Bayan Sally'nin Okul Bahçesi"nde | Open Subtitles | وُجِدَ بوسماليس يَحومُ حَولَ بيت ويتني آلين التي تَلعَب دَو الآنِسَة سالي في بَرنامَج الأطفال المَشهور |
| Bana göre sıkıcı değilsin, Bay Allen. | Open Subtitles | انت لست رجلاً مملاً بالنسبة لى يا سيد آلين |
| Bu yüzden Alan arabaya döndüğümüzde fena bozuk çalıyordu. | Open Subtitles | آلين كان منزعج إلى حدّ ما عندما عدنا الى السيارة |
| Yargıç, onları Alan'ın hayatına iki kere kastettikleri için sevdiğimizi biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف القاضية أننا نستهدفهم بمحاولتي قتل لـ " آلين " ؟ |
| Sen neden bahsediyorsun? Kıçımızı kurtarmaktan bahsediyorum. Hayatlarımız değerli, Ellen. | Open Subtitles | أتكلم عن إنقاذ أرواحنا لدينا الكثير لنعيش من أجله "آلين" |
| Merhaba, ben Terry Allen. Birkaç hafta önce muhasebe pozisyonu için bir başvuru yapmıştım? | Open Subtitles | مرحباً انا تيرى آلين اتصل بخصوص طلب توظيف قدمته منذ اسبوعين |
| Ne iş yapıyorum demiştiniz, Bay Allen? | Open Subtitles | حسنا ، ماذا تعمل لكسب عيشك يا سيد آلين ؟ |
| Duyarlılığınız için, çok teşekkürler, Bay Allen. İyi günler. | Open Subtitles | شكراً جزيلا على قلقك يا سيد آلين اتمنى لك يوما سعيداً |
| Ajan Hilary, lütfen. Ben Terry Allen. Şu an burada değil. | Open Subtitles | نعم ، العميل هيلارى رجاءً ، انا تيرى آلين |
| Pekâlâ, durum şu, Bay Allen, hala şansınız var. | Open Subtitles | حسنا ، المهم يا سيد آلين أنك لا زال لديك فرصة هنا |
| Onlar içeriye girmiyor Bay Allen. Geri çekilsinler. | Open Subtitles | لن يدخلوا يا سيد آلين ، لقد تراجعوا انه انا فقط |
| Bence siz Alan'la Greg'e sorsanız daha iyi olur. | Open Subtitles | أعتقدت بأنك ستطلب آلين وجريج ذلك |
| -They don't refund those tickets, Alan. | Open Subtitles | انهم لا يستردون تلك التذاكر ، آلين |
| Bilirsin Alan, benim arkadaşlarım da eleştiriyi sever. | Open Subtitles | أتعرف، آلين أصدقائي يحكمون علي، أيضا |
| Alan Fitch senin işin değil. | Open Subtitles | آلين فيتش ليس في دائرة اهتمامك |
| Alan eskiden olduğu kişi değil artık. Bunun farkına varmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | (آلين) ليس الرجل الذي كان عليه و حان الوقت لنواجه ذلك جميعاً |
| Telefonun diğer ucundaki de sevgili eşi Ellen. | Open Subtitles | والشخص الأخر الذي يتحدث إليه هو زوجته الحبيبه آلين |
| Ellen May konusunda ne yapacağımızı bulana kadar onu da bir garsoniyere yerleştireceğiz. | Open Subtitles | وسنضع " آلين ماي " في فندق مجهول حتى نرى ما سنفعل بها |
| Sana bazı haberlerim var, Tom. Bombacılar ve Raven Shaddock denen herif, Ellen Aim'i kaçırdı. | Open Subtitles | رجال عصابة "بونبورز" مع ذلك الرجل المدعو "ريفن" خطفوا "آلين إيم" |
| Aileen Morgan'ı yukarıdaki bir hücreye nakledebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك نقل (آلين مورجان) إلى زنزانة مقابلة للساحة ؟ |
| Socrates, Edgar Allan Poe ve Dougie Max'in ortak noktası ne? | Open Subtitles | ما المشترك بين السقراطيين وبين إدغار آلين بو وداغي ماكس " ؟ " |
| Elaine'e göre binanızın arka tarafını kazmak için izninizi istemiş. | Open Subtitles | " كما تقول " آلين طلب إذنك للحفر خلف المبنى |
| Bu o filme benziyor. Evet, Yaratık. | Open Subtitles | ذلك يبدو مثل ذلك الفلم نعم, آلين. |
| Judson Allen ile ilgili çağrıyı hanginiz yaptı? | Open Subtitles | أي منكم تلقى إتصال بشأن " جادسون آلين " ؟ |
| Honey Island Bataklığı'na gidecek bir ekip ayarlayın hemen. | Open Subtitles | فلتجعل كل وحده متاحه تبحث عن آلين سواب) الآن) |