| Yarın işten çıktıktan sonra bakarım. Umarım Soslu pastamın tadını seversin. | Open Subtitles | سأقوم بذلك غداً بعد إنتهاء العمل آمل أنك تحب صلصة التريكولر |
| Evet öyle. Umarım tekrar aktif hale gelmemize yardımcı olursunuz. | Open Subtitles | آمل أنك هنا للمساعدة لأننا بكل تأكيد نستطيع الاستفادة منها |
| Umarım burnunu her işe sokmazsın da başın belaya girmez. | Open Subtitles | آمل أنك ستبقي أنفك نظيفاً وأن تبقى بعيداً عن المشاكل |
| Bu gerçekten çok güzel Umarım bunu sadece benim menfaatim için yapmıyorsundur. | Open Subtitles | هذا رائع جداً، آمل أنك لم تُعدي هذه الوليمة من أجلي فقط |
| Umarım hoş vakit geçirmişsindir ama çok da hoş değildir. | Open Subtitles | آمل أنك قضيت وقتاً ساراً لكن ليس ساراً جداً معها |
| Umarım yemek yememişsindir. Aşçı senin için yemeği sıcak tuttu. | Open Subtitles | آمل أنك لم تتناول طعامك الطاهي احتفظ بالغداء دافئاً لك |
| Umarım bunu benim ne yaptığımı bildiğimi düşündüğün için söylüyorsun. | Open Subtitles | آمل أنك لا تقول ذلك لأنك تحسبني عليمة بما أفعل. |
| Umarım çıkarcı sevgilin seni terk etti diye gelmemişsindir bunca yolu. | Open Subtitles | لكنّي آمل أنك لم تقطع هذه المسافة لكون خليلتك المرتزقة هجرتك. |
| Umarım orkestrayı bu asil melodileri çalmaları için şafak vakti toplanmaya alıştırmazsınız. | Open Subtitles | آمل أنك لن تقوم باستدعاء كامل الأوركسترا عند الفجر أيضاً للتمرن على تلك الألحان الجليلة؟ |
| "Umarım soğuk algınlığın düzelmiştir." | Open Subtitles | آمل أنك قد تعافيت من نزلة البرد التي ألمت بك |
| Umarım sen de bana karşı çıkmazsın. | Open Subtitles | قررت أن أغويك. آمل أنك لن تجرؤ من مقاومتي. |
| Umarım düşünüyorsundur çünkü ben içimden sayıyorum. | Open Subtitles | آمل أنك تفكر، لأنني أعد هلا انتظرتي لدقيقة؟ |
| Spagetti seversin, Umarım. Çok güzel pişiririm. | Open Subtitles | آمل أنك تحب السباقيتي المعدة خصيصاَ في المنزل |
| Umarım mevkilerimize hak ederek gelmediğimizi ima etmiyorsunuzdur. | Open Subtitles | سيد إسكلانتي، آمل أنك لا تلمح إلى كوننا لا نستحق موقعينا هنا. |
| Simpson, artık senden gitmeni isteyeceğim.Umarım beni anlamışsındır. | Open Subtitles | للأسف عليّ أن أسألك الرحيل، آمل أنك متفهم |
| Gerçekten de görüşmemizi kimsenin bölmesini istemeyeceğini Umarım. | Open Subtitles | وأنا بالتأكيد آمل أنك لاتريد أي أحد أن يقاطع وقتنا معًا |
| Günaydın babacığım, canım. Umarım iyisindir... | Open Subtitles | صباح الخير أبي العزيز، آمل أنك بأتم الصحة |
| Her zamanki gibi asabiyim. Umarım benden bıkmadınız. Harika birisiniz. | Open Subtitles | متوترة كالعادة، آمل أنك لم تسأم منّي، أعتقد أنك رائع فحسب |
| Umarım neden onun ölümünü izlemek istemediğimi anlayabilmişsindir. | Open Subtitles | آمل أنك تفهمت لماذا ما أمكنني رؤيتها تموت ؟ |
| Çabuk geri döneceğinizi umuyorum. Tarihimiz hakkında öğrenilecek çok şey var. | Open Subtitles | آمل أنك ستعود قريباً هناك الكثير لتتعلمه عن تاريخنا |
| Ben de bu zamana kadar bizi az da olsa özlediğini umuyordum. | Open Subtitles | كانت آمل أنك أيضاً تشعرين حيالنا بالمثل ولو قليلاً |
| Umarın dün Görüntü ile ilgili söylediklerimi yanlış anlamamışsındır. | Open Subtitles | آمل أنك لم تسىء فهم كل التهجم الذي قمت به على (الوهج) يوم أمس |
| Umarim bir zamanlar enseledigin salya sumuk tiplerden birine donusmuyorsundur. | Open Subtitles | آمل أنك لن تتحول لواحد منهم لكي لا يقبض عليك |