Bu cihaz araştırmasını sır gibi saklamak için icat edilmiş. | Open Subtitles | الهدف الوحيد من هذا الجهاز هو الحفاظ على سرّية أبحاثه |
Kendim tamamlamak için nörolojik araştırmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أبحاثه في علم العصبية لإستكمال أبحاثي. |
Aslında, yeni araştırma enstitüsünün yapılmasına finansman sağlayan Carlsberg bira fabrikasıydı. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد كان اعتماداً مالياً من مصنع كارلسبرج للبيرة هو الذي ساعد في بناء معهد أبحاثه الجديد |
Heimdall'ı ve araştırmalarını alıp derhal gitmelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليك أخذ هيمدال و أبحاثه و ترحل فى الحال |
Hükûmet çalışanı bir bilim insanı arkadaşım ona McPherson diyeceğim, devlet politikalarının araştırması üzerindeki etkisi ve Kanada'da kötüye gitmekte olan bilimin mevcut durumu hakkında bilhassa endişeliydi. | TED | أحد العلماء الحكوميين، وهو صديق لي، لنسميه ماكفرسون، يشعر بالقلق حول تأثير سياسات الحكومة على أبحاثه وحقيقة العلم تتدهور في كندا. |
İtalyan'ım ve elimden geldiği kadar araştırmasına yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا إيطالى و أنا هنا لمساعدته فى أبحاثه بقدر ما أستطيع |
Onun dairesine. Çalışmalarını ve araştırmasını almaya. | Open Subtitles | إلى شقته , لكي أحضر أوراقه و أبحاثه |
Ama eğer yükselmiş ise araştırmasını yapmak için tekrar insan formuna dönmüş olmalı. | Open Subtitles | لكن إن كان مرتقياً فلا بدّ أنه... استعاد شكله البشري ليجري أبحاثه |
- Onun dairesine. Çalışmalarını ve araştırmasını almaya. | Open Subtitles | إلى شقته , لكي أحضر أوراقه و أبحاثه |
Baban gittiğinde tüm araştırma malzemelerini kutuladım. | Open Subtitles | عندما ذهب والدك, لقد جمعت أبحاثه في هذا الصندوق |
Aslında, Dr. Papanikolau programı Miami'deki yeni araştırma merkezine götürecek. | Open Subtitles | في الواقع, إنّ الدكتور بابانيكولاو سيقوم بأخذ البرنامج معه إلى مركز أبحاثه الجديد في ميامي |
Eğer araştırma başarılı olmazsa o boş yere ölmüş olur. | Open Subtitles | ستكون حياته بلا معنى إن لم تنجح أبحاثه |
Uzun bir vasiyetnamenin sonunda tüm araştırmalarını alabildim. | Open Subtitles | بعد إثباتات طويلة للوصية، استلمت مؤخراً كل أبحاثه |
araştırmalarını genişletirse, onu öldürürler çünkü bu, yanlış ellerde milyarlarca dolar edebilir. | Open Subtitles | إذا تمكنوا من الدخول إلى أبحاثه وقتله سيصبحوا مليارديرات فى أقل من دقائق |
Bunun gibi biri sırf Oliver kovdu diye araştırmalarını durdurmaz. | Open Subtitles | رجل كهذا لن يتوقف عن تسجيل أبحاثه لأن (أوليفر) طرده. |
araştırması birkaç önemli noktaya değiniyor. | TED | وتوضح أبحاثه عدة أمور في غاية الأهمية. |
Neden onun araştırması benimkinden önemliymiş merak ediyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم لماذا أبحاثه أهم من أبحاثي |
araştırmasına öyle gömülmüştü ki derslerini neredeyse ben veriyordum. | Open Subtitles | أعني أنهُ كان يتقبلني لعمل أبحاثه كنت في الأساس أعطي دورات دراسية بدلاً منه |
Ve neredeyse tüm araştırmasına ulaşabilirim. | Open Subtitles | وتوصلت تقريباً إلي جميع أبحاثه. |
Onun sinirsel görüntüleme çalışmaları beni asistanı olmaya teşvik etti. | Open Subtitles | ان أبحاثه في التصوير العصبي هي ماجعلتني ارغب بان اكون معيدا عنده |
Schenkman Merkezinden ayrıldıktan sonraki araştırmasından bahsetti. | Open Subtitles | - وأخبرني بخصوص ( أبحاثه بعد تركه لمركز ( شنكمان |
Araştırmalarına el konuldu. | Open Subtitles | تم مصادرة أبحاثه |