"أتحرك" - Traduction Arabe en Turc

• hareket
• harekete
• yere
• gidiyorum
• kıpırdamıyorum
• ilerliyorum
• Kıpırdamadım
• kıpırdamayacağım
• gitmem
• yürüyorum
• gitmeyeceğim
• taşınmıyorum
• Kıpırdayamıyorum

Karanlıkta etrafı görebiliyorum, çok hızlı hareket edebiliyorum suçluluk, acı...
يمكنني أرى بنظر حاد بالظلام، يمكنني أن أتحرك بشكل سحري.

O parayı geri verene dek, buradan bir santim hareket etmeyeceğim.
حتى تعيدي المال .. أنا لن أتحرك شبراً واحد مِن هٌنا

35 metreden 123 metreye tek bir hareket yapmaksızın gidebilirim.
أنزل من 35 مترإلى 123 متر دون أن أتحرك.

Bir kadının aramıza gireceğini. Şey, ben öylece beklemeyeceğim, harekete geçiyorum.
إمرأة تفرق بيننا , لن أقف صامتاً سوف أتحرك لفعل مايجب

Git ve paramı getir. Hiçbir yere gitmiyorum. Sen deli misin?
اذهب واحضر الباقي، لن أتحرك من مكاني، هل جننت؟

Lee İtalyanlar konusunda babamı korumuyor, yanına gidiyorum.
لي لا يغطي أبي بالايطاليين لذا يجب علي أن أتحرك

Sabit bir gözlem yerinden fotoğraflıyorum ve hiç hareket etmiyorum.
أصور من أفضل نقطة نظر ثابتة ولا أتحرك أبداً.

Tekrar hareket halinde olmak istiyordum, kendimi kurtarıp dünyaya geri dönmek istiyordum.
أردت أن أتحرك مجددًا حتى أدرك كيف تسببت في إخفاق ذاتي وحتى أخوض مجددًا في غمار الحياة.

Bilmiyorum. Bu çemberlerin içinde hareket edemem. Ama birileri etmiş.
لا أعلم ، ولكننى لا أتحرك معهم فى دائرتهم ولكن بعض الرجال يفعلون

Ben iyiyim. hareket etmeyi severim.
سأكون بخير ، أريد أن أكون في مكان أتحرك فيه بحرّية.

...tamamen aciz, kımıldamaya korkan çünkü hareket etmemen gerekiyor.
فى غاية العجز.. خائف من أن أتحرك لأنه ليس من المفروض أن تتحرك ..

Bir sabah, uyandığımda hareket edemiyordum.
ثم في احد الأيام , استيقظت دون أن أتمكن من أن أتحرك

Bir ses, bir dokunuş sonra tekrar hareket ediyorum. Yeniden iyiyim.
وعندها أستطيع أن أتحرك مرة أخرى أنا بخير مرة أخرى

Artık kanal değiştirirken hareket etmeme gerek yok.
والآن عندما أغيّر القنوات لا يجب أن أتحرك

O kendine gelmeden önce, hareket etmem gerekiyor.
لذا يجب أن أتحرك بسرعة قبل أن تستعيد ثقتها بنفسها

hareket etmezsem, düşünmezsem, sesleri dinlemezsem acı duymuyorum... o kadar.
إذا لم أتحرك , إذا لم أفكر إذا لم أستمع إلي الأصوات عندها لن أتأذي .. كثيراً

On milyonlarca iş ortaya çıkmak için bekliyor ve bu da beni harekete geçiren bir başka faktör.
هناك عشرات الملايين من الوظائف في انتظار إطلاقها، وهذا هو الشيء الآخر الذي جعلني أتحرك.

Telefon ettikten sonra da hiçbir yere ayrılmadım.
أنا لم أتحرك حتى حصلت على النداء للوصول عندما رئيتني

Çok hızlı gidiyorum.
أنا أتحرك بسرعة جداً سوف أتوقف

- Tamam, anladık. kıpırdamıyorum zaten.
نعم ، لقد سمعتك في المرة الأولى وأنا لا أتحرك

Ölçüm almak üzere ilerliyorum.
و الرحيل من هنا ، إتفقنا أنا أتحرك للحصول على القراءات

Çok korkmuştum. Kıpırdamadım. Ses çıkarmazsam bir şey olmayacağını düşündüm.
كنت خائفة جداً ولم أتحرك اعتقدت أن الأمور ستكون بخير

Evine gitmeye hakkı var ve ben onu götürmeden yerimden kıpırdamayacağım.
ووجهته إلى المنزل ولن أتحرك من هنا حتى آخذه هل تفهم ؟

Ben de o yüzden buradayım. Herkes bunu görene kadar bir yere gitmem.
لهذا أنا هنا لن أتحرك قبل أن يراني الجميع

Arkanıza doğru yürüyorum, yavaşça.
أتحرك للخلف, بلطف وهدوء

Onu bana geri vermediğin sürece buradan hiçbir şekilde gitmeyeceğim.
أنا لن أتحرك من هنا حتى تعيدها

O zaman, sanırım ben taşınmıyorum.
حقاً... حسناً أعتقد أنني لن أتحرك حتى ذلك الحين

Ayrıca yerimden Kıpırdayamıyorum. Kafayı yemek üzereyim.
أنا حقاً لا أستطيع أن أتحرك أنا حقاً خائفة جداً