Sam Gold'un sözlüğünde "özür"e yer yok. Sen bu işi halledene kadar ikimiz de yaşayan ölüleriz. Anladın mı? | Open Subtitles | كلمة عذر ليست موجودة في قاموس سام نحن موتى و أنت من وضعني في ذلك الموقف أتفهم ذلك ؟ |
Eğer iş, biz mi yoksa bir polis mi noktasına geldiyse bu işten kurtulan kişilerin biz olmasını sağlarım, Anladın mı? | Open Subtitles | لو كان الأمر متعلقاً بنا أو بشرطي، فسأكون ملعوناً إن لم نكن نحن من يخرج من هذا الشيء، أتفهم ذلك ؟ |
Anladım. Başkasının elinden birşey yeme alışkanlığı kazanmasın istiyorsunuz. | Open Subtitles | أتفهم ذلك ، لا تريده أن يعتاد على تناول الطعام من غيرك |
Anladım. Bu çok kötü. | Open Subtitles | أتفهم ذلك , هذا شئ فظيع لكن دعنى أخبرك شيئاً .. |
Eğer o kamyon gelmezse, hepimiz öldük demektir. Anlıyor musun? | Open Subtitles | إذا لم تظهر تلك الشاحنة فسنموت جميعاً أتفهم ذلك ؟ |
Dostlarımın. Kendine acıyıp hiçbir şey yapmayacaksan sen de aynı şeyleri göreceksin, Anlıyor musun? | Open Subtitles | إن كنت ستتمرغ في رثاء الذات ولا تفعل شيئاً، عندها ستشاهد نفس الشيء، أتفهم ذلك ؟ |
- Anlıyorum, çok da minnettarım ama peşine düşebileceğim bir iz olmalı. | Open Subtitles | أتفهم ذلك وأقدره حقاً لكن لابُد من وجود دليل ما يُمكنني تعقبه |
Çünkü artık tek başına değilsindir. Anladın mı? | Open Subtitles | لان هذا لم يعد بشأنك بعد الان أتفهم ذلك ؟ |
- Nöbette asla uyuma. - Korkma. Anladın mı? | Open Subtitles | .لاتكن خائفاً ولاتنام أثناء المراقبة أتفهم ذلك ؟ |
Beni Anladın mı? | Open Subtitles | أو بأمك , أكثر من هذا أتفهم ذلك ؟ |
Biz Kinguu'nun adamlarıyız, Anladın mı? | Open Subtitles | نحن نعمل لدى الملك، أتفهم ذلك ؟ |
Bunu Anladın mı, İsveçli? | Open Subtitles | أتفهم ذلك أيها السويدي ؟ |
Pekala, Anladım, Çünkü bu zor bir iş olabilir. | Open Subtitles | حسنا، أتفهم ذلك لأن إزالة الثلج يمكن أن يكون صعبا |
Adamın kız arkadaşını çaldığın için suçluluk duyuyorsun. Anladım. İyi bir şey. | Open Subtitles | تشعر بالذنب لسرقة ابنة الرجل أتفهم ذلك و يسعدني، أمر جيد |
Ama o bana özgür olmaya ihtiyacı olduğunu söyledi ben de bunu Anladım | Open Subtitles | ولكنه أخبرني. انه كان بحاجة الى ان يكون حرا وأنا أتفهم ذلك |
"Pekala, Tatlım, Anladım. Demek sizinkiler kalktı." | Open Subtitles | حسناً , أعزائي , أنا أتفهم ذلك , أنتم تكبرون |
Lud, şubeden biri bile bu kaydı görürse, artık polislik yapamazsın, bunu Anlıyor musun? | Open Subtitles | لود " , إن رأى هذا" الشريط في القسم لن تعود شرطيا بعدها أتفهم ذلك ؟ |
- Anlıyorum. - Anlıyor musun? | Open Subtitles | أتفهم ذلك حقاً ؟ |
Bunu biliyor muydun, maymun? Bunu Anlıyor musun, maymun? | Open Subtitles | أتفهم ذلك أيها القرد ؟ |
- Anlıyorum. Diğerleriyle uzun zamandır arkadaşsınız. | Open Subtitles | أتفهم ذلك , انتم يا رفاق عشتم معاً لفترة طويلة |
Keşke sen de benimle gelsen. Ama gelmezsen, sorun değil. anlarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تأتي معي لكن اذا لم تريد فأنا أتفهم ذلك |
Aslında ikinci boşanmasını yaşayacak bir kadın olarak Seni anlıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة كـ إمرأة في طريقها لطلاقها الثاني أتفهم ذلك |
İnsanlar hata yapabilir. bunu anlıyorum. Her zaman olan bir şey. | Open Subtitles | الناس يخطئون ، وأنا أتفهم ذلك هذا يحدث طوال الوقت |
Bir devlet görevlisinden gelen verileri içeren sayfalarca evraka inanmayız, bunu anlayabiliyorum, sanırım hepimiz anlıyoruz. | TED | لا نؤمن بحزمة من الأوراق من مصدر رسمي حكومي يعطينا معلومات , وأنا أتفهم ذلك , أعتقد إننا كلنا نفهم ذلك . |