Ve görünmeyen şeytanlardan ve dumandan söz ediyordu, ve birinin onu uykusunda nasıl zehirlediğinden. | TED | وكان يتحدث دوماً عن الشياطين والأدخنة الغير مرئية وكيف أن احدهم حاول تسميمه أثناء نومه |
Beşiğimde yatardım ve uykusunda çığlık atışlarını duyardım. | Open Subtitles | كنت أستلقي في سريري وأنصت إليه .وهو يصرخ أثناء نومه |
Yeni bir muhasebeci arıyor. Eskisi uykusunda ölmüş. | Open Subtitles | إنّه يبحث عن محاسب جديد فقد مات السابق أثناء نومه |
Bir gece o uyurken elini tuttum ve kendimi çizdim. | Open Subtitles | لذا ذات يوم, و أثناء نومه أخذت يده وخدشت نفسي |
Kimsenin tanımadığı bir evsiz yol kenarına uyurken eziliyor. | Open Subtitles | متشرد لا أحد يعرفه يُقتل أثناء نومه على جانب الطريق |
Kardeşinin yine uykusunda gezdiğini bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا فقط ظننت أنك ترغب أن تعلم أن أخاك يمشي أثناء نومه مرة آخرى |
Babam seksen yaşlarındayken uykusunda öleceğine o kadar inanıyordu ki sadece öğleden sonraları şekerleme yapıyordu. | Open Subtitles | والدي, في الثمانينات من عمره هو كان مقتنعٌ جداً أنه سيموت أثناء نومه هو فقط حددّ لنفسه أخذ غفوة بعد الظهيرة فقط |
Bir adamı uykusunda öldürmek tam olarak nefsi müdafa değildir, gardiyana yaptığı ise düpedüz cinayet. | Open Subtitles | حسناً، قتل رجل أثناء نومه ليس دفاعاً عن النفس تماماً، وما فعلت بذلك الحارس كانت جريمة قتل تماماً. |
Salty uykusunda öldü, ruh eşinin hemen yanı başında. | Open Subtitles | سالتي مات أثناء نومه بلقرب من توأمه الروحي |
Doktor uykusunda nefes almasına yardımcı olması için bu makineyi verdi. | Open Subtitles | أعطانا الطبيب هذه الآلة لتساعده على التنفس أثناء نومه |
Demek istediğim, nasıl bir adam tüm ailesini uykusunda katleder ve cinayet silahındaki kanı temizlemeye zahmet etmez? | Open Subtitles | أعني أي نوع من الرجال يذبح عائلته كلها أثناء نومه ومن ثم لا يكلف نفسه عناء غسل الدماء عن سلاح الجريمة؟ |
Dr. Hunt uykusunda yürüyor ve konuşuyor. | Open Subtitles | الطبيب هنت يسير أثناء نومه ويتكلم أثناء نومه ، في الواقع |
Yatağıma aldığım herhangi biriydi. O kadar. Onu uykusunda bile öldürebilirdim. | Open Subtitles | إن هو إلّا جسد دافئ لفراشي، ويمكنني قتله أثناء نومه. |
Bazen uykusunda bağırırdı: "Anne!" | Open Subtitles | حسناً ، كان يصرخ في بعض الأحيان أثناء نومه بأمي |
Sürekli yatağında dönüp duruyor ve bazen uykusunda konuşuyor- | Open Subtitles | دومًا ما يتحرك بلا راحة أثناء محاولة النوم وأحيانًا يتحدث أثناء نومه |
Hothgar mutlu ölecek. uykusunda. | Open Subtitles | هورثجار سوف يموت سعيدا أثناء نومه |
Çok acı çekmedi, uykusunda öldü. | Open Subtitles | لم يعاني كثيراً مات أثناء نومه |
Kimsenin tanımadığı bir evsiz yol kenarına uyurken eziliyor. | Open Subtitles | متشرد لا أحد يعرفه يُقتل أثناء نومه على جانب الطريق |
Bir de bakmışsın ki 20 sene geçmiş, o uyurken başucundasın, bir elinde üçüncü martinin, diğerinde ise et bıçağı var. | Open Subtitles | ثم تجدين نفسك بعد عشرين عاماً فوقه أثناء نومه تحملين كأس المارتيني الثالث بيد، وسكيناً بيد أخرى |
- Yine birini uyurken öldürmenin yollarını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تحاول إكتشاف طريقة لقتل شخص ما أثناء نومه مرّة أخرى؟ |
uyurken attığı öpücükleri, ...hapşırınca kendi kendisini korkutmasını. | Open Subtitles | كيف يُرسلُ قبلاته أثناء نومه أو يعبس عندما يعطس |