OLAY ANI ...ve SG-1 13:00 toplantısı için burada. | Open Subtitles | و فريق اس جي 1 هنا لأجل أجتماع الساعة الواحده |
Hey tatlım, burada özel bir şirket toplantısı yapıyoruz. | Open Subtitles | أسمعي عزيزتي, لدينا أجتماع طارئ للشركة هنا |
Mutlaka katılmam gereken bir toplantım var ve az önce kendimi bacağımdan vurdum. | Open Subtitles | لدي أجتماع مُهمٌ يجب أن أحضُره ، وقد أطلقت النار عن قدمي |
Sonra görüşürüz. Gay-Heteroseksüel Birliği toplantısına gitmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن اذهب لـِ أجتماع تحالف بين الشواذ والطبيعيين |
Dünyanın bu önemli sorunlarını tartışmak için onunla görüşme teklif etmeliydiniz. | Open Subtitles | يجب ان تطلب أجتماع معه... نحن نناقش أهم الأشياء فى العالم |
Mesela önemli bir toplantıya geç kaldın. | Open Subtitles | الأن، دعني أقول أنك تأخرت على أجتماع كبير |
- Bugün de önemli bir toplantısı vardı. - Tamam, şimdi şöyle yapacaksın... | Open Subtitles | ـ كان لديه أجتماع كبير اليوم ـ حسناً، إليك ما سوف تفعله |
Çocuklar, gurup toplantısı. Odada. Şimdi. | Open Subtitles | يا أصحاب ,أجتماع الفريق, في الغرفة الآن. |
Şu adama bak, Ev toplantısı olmadan ceza vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | أترى هذا الرجل يحاول أن يسمح بالأحتجاز من دون أجتماع عائلي |
Pekala, tuvalette şirket toplantısı, tamam mı beyler? Şirket toplantısı. Hadi. | Open Subtitles | حسناً أجتماع للشركة في الحمام أجتماع للشركة لنذهب |
Böylece hissedarlar toplantısı kapital artırımını onaylayacak. | Open Subtitles | لذا فأن أجتماع حاملي الأسهم سيوافق على زيادة رأسمال الشركة |
Açıkçası, bunun hakkında konuşulacak daha fazla bir şey görmüyorum, ve benim başka bir toplantım var, müsade ederseniz. | Open Subtitles | بصراحة لا أرى ما يوجد للكلام عنه ولدي أجتماع آخر إذا كنت لا تمانعين |
Aslında, bir toplantım var. Tıbbi malzemeler. | Open Subtitles | في الواقع, عندي أجتماع مع الممولين في مجال الصحة |
Dük, bu sabahki konsey toplantısına sizin de katılmanızı istiyor. | Open Subtitles | دعا الدوق الى أجتماع مبكر للمجلس أرادك أن تحضر |
Öyleyse huysuz yeni bayan patron sizi sabah toplantısına çağırıyor | Open Subtitles | اذا سمعت أن المدير الجديد يدعو اللى أجتماع صباحي |
Zhu li Başkan Raiko ile bir görüşme çoktan ayarladı yarına. | Open Subtitles | جو لي مسبقا حددت أجتماع لنا مع الرئيس رايكو غدا |
"Bir sonraki bilmeceyi çözebilirsen ,ki buna şüphem yok, en zeki matematik beyinleriyle hafta sonu yapılacak bir toplantıya davet edileceksin. | Open Subtitles | "إذا كنت قادر على حل الأحجيـه التاليه ", وليس عندي شـك في ذلـك سوف تتم دعوتك إلى أجتماع في نهاية الأسبوع |
Evet, bir toplantımız vardı ve sen gelmedin. | Open Subtitles | أجل، كان لدينا أجتماع وأنت لم تظهر أبداً |
Bir buluşma ayarla, Birbirimizi öldürmeden işi çözelim. | Open Subtitles | سأدعوا إلى أجتماع التفكير في شيء قبل أن نقتل بعضنا |
Yine de, önemli bir Toplantı için restorana gitmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى المطعم الآن من أجل أجتماع مهم |
Üzgünüm efendim. Şu an toplantıda. Beklemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أسفة يا سيدى أنه فى أجتماع , عليك الأنتظار |
Kendisini eylülde Zürih'teki yayın toplantısında göreceğim ve son derece medeni olacağım. | Open Subtitles | سوف أراه فى أجتماع مجلس الاداره فى ميونخ فى سبتمبر و سوف أكون حضاريا جدا |
Tabi ki.Bu senin öğretmen veli görüşmen ne de olsa. | Open Subtitles | . بالطبع . أنه أجتماع الأباء - و المعلمين اليوم |
Michael, bu bir Toplantı odası buluşması. | Open Subtitles | مايكل، هذا أجتماع غرفة أجتماعات |
İş görüşmesi için kostüm taslakları, tamamdır. | Open Subtitles | التصاميم من أجل أجتماع العمل |
Astoria'daki en önemli haberler genelde okulun yönetim kurulu toplantıları araba kazaları ve ağaçta kalan kediler olur. | Open Subtitles | كما تعرف يوم اخبار كبير في إستوريا أجتماع مجلس إدارةُ مدرسةِ، حطام سيارةِ وقطّة في الشجرةِ. تلك أخبارُ كبيرةُ |
Yük olmak istemezdim, ama danışmanlardan biriyle ticari bir konu hakkında görüşmem vardı gelmişken sana da bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | لا أريد أن أطلعك على هذا ولكني كنت في أجتماع سري مع أحد القادة ففكرت بالمرور عليك |