Evet efendim, sanırım haklısınız. Evdeki en küçük oda. | Open Subtitles | أجل سيدي, أعتقد أن هذا صحيح, إنها أصغر غرفة في هذا المنزل |
Evet efendim, toprak beş para etmez, ama değerlendirilmesi gereken diğer unsurlar var: | Open Subtitles | أجل, سيدي. إن الأرض رخيصةٌ جداً, لكن هناك العديد من العوامل الأخرى: |
Evet efendim, ama o iş sarımsak pastası sevkedilerek halledildi elbette. | Open Subtitles | أجل سيدي, لكنهم اكتشفوا بأن السبب هي حمولةٌ من الثوم. |
Evet efendim, öte yandan bu kutunun içinde de zekice sahte bıyık olarak tasarladığım ölü bir sümüklüböcek de var. | Open Subtitles | أجل, سيدي, باستثناء الموجود في هذا الصندوق، لدي يرقانة ميتة لاستعملها كشارب. |
Evet, efendim. Kontrol ettirmediğiniz ayı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أجل سيدي ، تذكر ذلك الشهر عندما لم تكتبه؟ |
Ben "Şimşek" dediğimde sen "Gökgürültüsü" diyeceksin Evet efendim Gökgürültüsü. | Open Subtitles | ــ حين أقول وميض تقول رعد ــ أجل سيدي ، رعد |
Oh, Evet, Efendim. Orada Hiç Bulunmadım Değil | Open Subtitles | أجل , سيدي , و لكنني لم أذهب إلى هناك أبداً من قبل |
İstediğin Kadar Oğlum Oh Evet efendim Kabul Ediyorum. | Open Subtitles | خذ منها ما تشاء , بني أجل , سيدي , بالطبع أوافق |
Evet efendim. Ama oraya gittiğimden değil. | Open Subtitles | أجل , سيدي , و لكنني لم أذهب إلى هناك أبداً من قبل |
Evet efendim biliyorum,ama psikoloğum bu davaya odaklanmam gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | أجل , سيدي , أعلم , لكن معالجي النفساني اعتقد أنه يفترض بي أن أركز على القضية |
Benim aramamın olduğu yer burası mı? Evet efendim ama telefon hatları düştü ve tekrar bağlantı kurmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | أجل سيدي لكن خطوط الهاتف توقفت وأنا أحاول استعادتها |
Evet efendim haLa vaktimiz varken | Open Subtitles | أجل, سيدي أنا كذلك بينما نستطيع القيام بهذا |
Evet. Efendim. Efendim? | Open Subtitles | أجل سيدي إنها فرقة تبني حواجز وتدس أنوفها |
Evet efendim, herkesin haberi var. Başkan bunu destekliyor. | Open Subtitles | أجل سيدي الجميع يعرفه والرئيس يؤيده لكن أتؤيدونه؟ |
Evet, efendim. Emrinizi beklerken adamlarımı bölgeyi keşfe göndereceğim. | Open Subtitles | أجل سيدي ، سأصطحب رجالي في جولة إستكشافية للمنطقة ، و سنكون بإنتظار أوامرك |
Evet efendim,anlıyorum. Yarın başkan Louisville 'e gelip ziyaret edecek. | Open Subtitles | أجل سيدي أعلم أن الرئيس سيزور "لويفيل" غدا |
- Hayır. Yani evet, efendim ama, tuvaletlerde temizlik vardı. | Open Subtitles | اعني أجل سيدي ولاكن الممرات كانت مبللة |
Evet efendim. Anlıyorum efendim. Ama buna izin verilmiyor. | Open Subtitles | أجل سيدي أفهم هذا لكن هذا غير مصرح |
Evet efendim, kral gerçekten kendini iyi saklayabiliyor. | Open Subtitles | أجل, سيدي. الملك بالتأكيد يراوغ. |
- Evet, efendim. - Kutudakilerden olmalı. | Open Subtitles | أجل سيدي أحصل على ما تستطيع منه |
Evet, bayım, mısırlar olgunlaşır, kargalar da ormandan çıkıp gelir. | Open Subtitles | أجل سيدي.. يكبر المحصول وتأتي الغربان فتأكله |