Kendimi bir hiç uğruna feda ediyorum. Görüyorsun, bıktım artık. | Open Subtitles | لقد ضحيت بنفسي من أجل لا شيء لقد ضجرت منك |
bir hiç uğruna yıllarca tepeden tırnağa koyu renk elbiseler giymedi. | Open Subtitles | لم يقضي السنوات مرتدياً الطباشير الملّون معقدّاً من أجل لا شيء |
bir hiç uğruna 20 adamımı havaya uçuracağını söylemek istiyorsun. | Open Subtitles | لا أسمح لك بتفجير 20 من رجالى من أجل لا شيء |
Beni takımdan çıkardın, Koç. Bunu bir hiç için yaptın. | Open Subtitles | لقد عاقبتني أيها المدرب وفعلت ذلك من أجل لا شيء |
Size bunca yolu bir hiç için getirtmem gayri medeni olurdu. | Open Subtitles | سيكون هذا قسوة مني أن أجعلك تقوم بهذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء |
Sanki etrafta boşu Boşuna koşturuyor gibiyim. | Open Subtitles | يبدو دائمًا أنني أمشي في الأرجاء, ولكن كل ذلك من أجل لا شيء. |
Hiçbir işe. Herşey bir hiç uğruna mı oldu? Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi. | Open Subtitles | لا فائدة من ذلك ، وأنا لم أفعل ما فعلته من أجل لا شيء |
Herşey bir hiç uğruna mı oldu? Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi. | Open Subtitles | لا فائدة من ذلك ، وأنا لم أفعل ما فعلته من أجل لا شيء |
- bir hiç uğruna haftasonunu berbat ettiğim için üzgünüm Bones. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني افسدت عليك عطلتك من أجل لا شيء ليس من أجل لا شيء |
Sizi bir hiç uğruna buraya kadar sürüklediğim için özür dilerim. Anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا آسف لإقحامكم في كل هذا من أجل لا شيء |
Kardeşin, Nur içinde yatsın, bir hiç uğruna ölmedi. | Open Subtitles | أخّوك الله يرحمه ما كان سيموت من أجل لا شيء |
Bunu bir hiç uğruna yapıyorsunuz! Beni öldürmek kahrolası balınızı geri getirmez! Ama getirecek,biliyorum. | Open Subtitles | سوف تقتلوني من أجل لا شيء قتلي لن يعيد إليك العسل اللعين |
Cinayet! Bunu bir hiç uğruna yapıyorsunuz! Beni Öldüremek | Open Subtitles | سوف تقتلوني من أجل لا شيء قتلي لن يعيد إليك العسل اللعين |
Bunca yolu bir hiç için gitmenize göz yummamız gayri medeni olurdu. | Open Subtitles | سيكون من القسوة منجانبنا أن ندعك تقوم بمثل هذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء |
Ama öyle olmayacağını biliyorsunuz. Onu bir hiç için feda ediyor olabilirsiniz. | Open Subtitles | ولكن أنت تعرف أنه لن يحدث وستكون التضحية به من أجل لا شيء |
Bu kadar yolu bir hiç için geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا كل هذه المسافة إلى هنا من أجل لا شيء |
bir hiç için öldüklerini öğrenen birine göre pek bir neşelisin. | Open Subtitles | حسناً، أنت تبدو متفائل بالنسبة لشخص علم لتوه أنه مات من أجل لا شيء |
Birkaç saat içerisinde Vanadyum Kuzey Kore'de olacak ve bütün yaptığın bir hiç için olacak. | Open Subtitles | في غضون بضعة ساعات سيكون الفيناديوم في كوريا الشمالية وكل ما فعلتيه سيكون من أجل لا شيء |
- Şey beyler, korkarım o kadar yolu Boşuna geldiniz. | Open Subtitles | حسنا، أنا أخشى أنكما ايها السادة قمتما برحلة طويلة من أجل لا شيء |
hiçbir şey için ölmelerini isteyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أطلب منهم الموت من أجل لا شيء |