Biliyorum ama sana bir şey söylemem gerek. | Open Subtitles | ... أعلم ، أنا فقط أحتاج أن أخبرك شيئاً ، إنه مهم حسناً |
Tamam Marge ama önce sana bir şey söylemem gerek. | Open Subtitles | حسنا، (مارج)، لكنْ أوّلا... لديّ شيء أحتاج أن أخبرك به. |
Sana bir şey söylemem gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أخبرك بشيء |
Sana bir şey söylemem lazım. | Open Subtitles | أحتاج أن أخبرك بشئ |
Resmi olarak değil. Ama söylememe gerek yok, C-5 büyük bir uçaktır. | Open Subtitles | ليس رسميا , ولكنى لست أحتاج أن أخبرك أن سي |
Nerede ve kim olduğumla ilgili sana söylemem gereken | Open Subtitles | هناك شيء أحتاج أن أخبرك به عن المكان الذي كنت فيه |
Sana bir şey söylemem gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أخبرك بشيء |
Jacqueline sana bir şey söylemem lazım. | Open Subtitles | جاغلين أحتاج أن أخبرك بشيء ما |
Sana bir şey söylemem lazım. | Open Subtitles | أحتاج أن أخبرك بأمر ما |
söylememe gerek bile yok biliyorum ama özellikle Stockholm seyahati sonrası Bay Kent'ten gelecek destek muazzam olur. | Open Subtitles | أنا متأكد أنني لا أحتاج أن أخبرك أن دعماً من السيد كنت خاصة عندما يكون في ستوكهولم |
Ders dışı aktivitelere müzik dahil etme deneyiminizin sona erdiğini söylememe gerek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | بالكاد أحتاج أن أخبرك بأن هذه ستكون نهاية تجربتكم الموسيقية اللامنهجية. |
Ama sanırım bunu size söylememe gerek yok. | Open Subtitles | أعتقد أنني لا أحتاج أن أخبرك بهذا |
Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شىء أحتاج أن أخبرك به |
Size söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لدي ما أحتاج أن أخبرك إياه. |
Doktor, sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | -دكتور، أحتاج أن أخبرك شيئا |