Suları yokmuş, ben de bunu getirdim adı Çılgın olan bir sodaymış. | Open Subtitles | لم يكن لديهم الماء، لذلك أحضرت هذا صودا تدعى .. جداَ مضحك |
Bunu söyleyeceğini biliyordum, bu yüzden yanımda bunu getirdim. | Open Subtitles | توقّعتُ أن يكون هذا ردّك، لذلك أحضرت هذا |
Sana bunu getirdim. Doğum günün olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أحضرت هذا لك عرفت أنه يوم ميلادك |
Bu yüzden, donmamak için bunu aldım. | Open Subtitles | لذلك أحضرت هذا حتى لا أتجمد |
Sana bir de bunu aldım. | Open Subtitles | أحضرت هذا لك أيضاً |
Bunu sana aile meclisinin onayından geçtikten sonra vermek için aldım. | Open Subtitles | أحضرت هذا لأعطيكِ إياه بعد أن تحصلين على موافقة الديوان الملكي |
bunu getirdim böylece teşekkür notlarını yazabiliriz. - Teşekkürler. | Open Subtitles | -وقد أحضرت هذا لأكتب لكم رسائل شكر ,ماذا لدينا؟ |
Bu yüzden bunu getirdim. | Open Subtitles | ولهذا أحضرت هذا |
Çünkü yanımda bunu getirdim. | Open Subtitles | لأنّي أحضرت هذا |
Sadece bunu getirdim. | Open Subtitles | أنا أحضرت هذا فقط |
Evet ben bunu getirdim. | Open Subtitles | أجل، في الواقع، أحضرت هذا |
Onun yerine bunu getirdim. | Open Subtitles | عوضاً عن ذلك لقد أحضرت هذا |
O yüzden bunu getirdim. | Open Subtitles | ولذلك أحضرت هذا. |
Bu yüzden bunu getirdim. | Open Subtitles | لهذا السبب أحضرت هذا |
O yüzden bunu getirdim. | Open Subtitles | ولذلك أحضرت هذا |
-belki iyi çünkü bunu getirdim | Open Subtitles | -ربما جيّد لأنّي أحضرت هذا |
Yanımda bunu getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت هذا |
Sana bunu aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت هذا لك |
bunu aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت هذا |
Sen mahkemedeyken, adı Lee Mi Kyung olan bir kadın, Bunu sana bıraktı. | Open Subtitles | منذ قليل و أنت فى المحكمة. شخص يدعي لي مي كيونغ أحضرت هذا. |