"أحظي" - Traduction Arabe en Turc

    • bir
        
    • iyi
        
    • sahip
        
    ...ve asla teşekkür etme şansım olmamıştı. En azından, doğru bir şekilde. Open Subtitles ولم أحظي بفُرصة لأشكره بها أبداً ليس بالطريقة الصحيحة علي أيّ حال
    Bana güldüler, bir kadını haklayamadığım için gurur duymam gerektiğini söylediler. Open Subtitles قالوا أن ذلك من حسن حظي لأنني لا أحظي عادة بنساء.
    Dadı, akıllı bir ihtiyar ve saygısını kazanmak istediğim birkaç nadir kişiden biri. Open Subtitles لم أسمع شيئاً أكثر صدقاً من هذا إن مامي عجوز ذكية وواحدة من القلائل الذين أتمنى أن أحظي باحترامهم
    Bolca yemek getiren güçlü ve cesur bir kocamın olması çok iyi. Open Subtitles من أحيد أن أحظي بزوج جيد و قوي و يحضر الكثير من الطعام
    Çok önemli bir rol ve buraya gelip bu işi yapma fırsatına sahip olduğum için çok mutluyum. Open Subtitles وأنا سعيدة جدا أن أحظي بهذه الفرصة أن أتي إلى هنا وأمثل
    Çok önemli bir rol ve buraya gelip bu işi yapma fırsatına sahip olduğum için çok mutluyum. Open Subtitles وأنا سعيدة جدا أن أحظي بهذه الفرصة أن أتي إلى هنا وأمثل
    Hayır, gerçekten bu bir onur, "Jacob Frienstein yılın avukatı" ödülünü almak. Open Subtitles ...لا, حقّاً هو شرفٌ لي أن أحظي بجائزة محامي السنة لجاكوب فرينستين
    Sırt çantanı tak bakalım, ahbap. Okulda iyi bir gün geçir. Open Subtitles صاح , أرتدي حقيبتك الخلفيه , حسناً أحظي بيوم جيد في المدرسه
    O melez embriyonun bir vaftiz babası var mı? Open Subtitles أحظي ذلك الجنين مختلط الأجناس بعرّاب أم ليس بعد؟
    İyi bir koltukmuş. Yıllardır yanımda oturan kimse olmamıştı. Open Subtitles حصلت علي مقعد جيد ، ولم أحظي بأحد يجلس بجواري لسنوات
    Aslına bakarsan ben 20'li yaşlarımı pek de iyi yaşamış biri değilim. Yani, nasıl durmalıyım, nasıl hareket etmeliyim hiç bir fikrim yok. Open Subtitles كما أنني لم أحظي بسنوات عمري العشرين لذا ليس لدي فكرة عما يفترض أن أبدو أو أتصرف
    Bugün burası bir hayli sakin diye düşünüyordum ama görünüşe göre bir problem var. Open Subtitles لقد كنت أحظي بيوم جميل وهادئ لكن يبدو أن هناك مشكله ما
    Ona biramı yudumlamaktan başka bir şey yapmadığımı söyleyemez miyiz? Open Subtitles ألا نستطيع أن نخبره انه لا شيء يحدث بيننا بينما أحظي بجعتي؟
    Tam içkimi içecektim ki pis bir hippi rahatsız etti. Open Subtitles لقد كنت علي وشك أن أحظي بمشروبي , عندما تمت مقاطعتي بواسطة
    Ben bir tur daha atarken iyi vakit geçirdin mi? Open Subtitles أحظي بوقتٍ جيد بينما أذهب لمشوار إضافي واحد
    Bugün uzun zamandır beri geçirdiğim en iyi gündü. Open Subtitles هل تعلم منذ فترة طويلة لم أحظي بيوماً رائعـاً مثل اليوم
    Kuzey yarımküredeki en kötü şansa ben sahip olmalıyım. Open Subtitles لاد إنني أحظي باسوأ حظ في نصف الكرة الشمالي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus