Ve bunu gerçekten bir davet ve aynı zamanda umudun sembolü olarak taşıyorum. | TED | وأنا أحمله معي كرمز، للتحدي وأيضاً للأمل. |
Hadi bende tutayım. | Open Subtitles | دعيني أحمله أيضا |
Tacım ilginizi çekebilir. Hep yanımda taşırım. | Open Subtitles | ربما تحبين طوق الرأس خاصتي دائما أحمله معي |
Baskın endişelendirmiyordum beni, fakat taşıdığım tabanca sorundu. | Open Subtitles | الإقتحام لم يقلقني ، لكن المشكلة كانت في المسدس الذي أحمله |
- En kötüsü karın ağrısı. - Kucağıma aldım, yürüdüm, hiçbir şey işe yarmadı. | Open Subtitles | ــ المغص أسوء ــ أحمله, وأمشيه ولا شئ يحدث |
Ön cephede bir yere kadar taşımam gerek. | Open Subtitles | أحمله طوال الطريق إلى الخطوط الأمامية في مكان ما |
En çok istediğim şeyi bahşedeceksin elimdeki en değerli şey karşılığında. | Open Subtitles | سوف تمنحينى ما أريده و أكثر. فى مُقابل الشىء الثمين الذى أحمله. |
Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhı, tuttuğum bu kutsal demir üzerine sana biat ederek Mackenzie klanı adına sana sadık olacağıma şerefim üzerine yemin ederim. | Open Subtitles | أنا أقسم لك، بصليب المسيح وبالسلاح المُقدس الذي أحمله لأعطيك وَلائِي |
tutuyorum, tutuyorum! | Open Subtitles | أنا أحمله .. أحمله |
büyücülükte kullanılıyor ben, bunu annemden beri taşıyorum bırak beni öldü mü? | Open Subtitles | .. تعلم السحر أو الكثير من تنظيف الخنازير لقد كنت أحمله معى منذ أن |
Bebeği burada taşımıyor olabilirim ama kesinlikle burada taşıyorum. | Open Subtitles | بما انك لست حامل بالطفل قد لا أكون أحمله هنا |
Bu yüzüğü iki haftadır cebimde taşıyorum. Ona teklif etmek için uygun anı bekliyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحمله معي في محفظتي طوال أسبوعين لأحاول أنّ أجد الطريقة المناسبة لأتقدم لطلب زواجها |
Bir saniye ben tutayım. | Open Subtitles | دعيني أحمله لثانية |
Daima yanımda taşırım. Burada bir yerde olmalı. | Open Subtitles | أحمله دائما معي انه يجب أن يكون هنا في مكان ما |
Ama ışın taşıdığım Goa'uld'a büyük acı verdi. | Open Subtitles | لكن الشعاع سبب للجواؤلد الذي أحمله الم رهيب |
Sadece bir zamanlar Kucağıma aldığım o minicik bebeği görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أرى ذلك الطفل الصغير الذي كنتُ أحمله بين يديّ. |
Aslında taşımam... ama yardım çağıramayacağım potansiyel bir suç mahalline gitmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | .... لا أحمله عاده لكن لا أحب الذهاب لموقع جريمه محتمل حيث لا يمكنني طلب المساعده |
Ve bu yol sorumlulukla dolu, bencilliğe yer olmayan bir yol. Ve bu elimdeki ne amına koyim? | Open Subtitles | وذلك السبيل ملبّد بالمسؤوليّة والإيثار، وما الذي أحمله الآن؟ |
Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhı, tuttuğum bu kutsal demir üzerine sana biat edeceğime şerefim üzerine yemin ederim. | Open Subtitles | أنا أقسم بصليب المسيح وبالسلاح المُقدس الذي أحمله لأعطيك ولائي |
Posteri beni görsün diye tutuyorum. | Open Subtitles | أحمله فقط لكي يراني |
Kocanıza duyduğum sevgi adına bırakın ölümünün öcünü alayım. | Open Subtitles | لقاء الحب الذي أحمله لزوجك، دعيني أنتقم لموته |
bende hangi rinovirüs olduğunu nasıl bilebilirim? | TED | كيف بإمكاني التعرف على أي نوع من فيروس الرينو الذي أحمله |
Yıllarca o kitabı taşıdım ve her gün okudum. | Open Subtitles | طوال سنوات كنت أحمله و أقرأه كل يوم. |
Kalbimde tasiyorum | Open Subtitles | أحمله في قلبي |
- Onu biraz Tutabilir miyim? - Neden olmasın? | Open Subtitles | أيمكننى أن أحمله ؟ |
Tam 10 yıldır kendimi tutuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحمله على ظهرى طيلت 10 سنوات الأن |