Binbaşı, size bazı güzel haberlerim var, haberi bizzat kendim getirmek istedim. | Open Subtitles | ميجور ، لدي أخبار جيدة رغبت أن أنقلها لك بنفسي |
Taşradan hoşlanmıyorsanız, size de iyi haberlerim var. | TED | ولكن إذا كنت لا تحب الريف، لدي أخبار جيدة لك أيضا. |
haberler iyi, çocuklar. Bir kaç ünite adamımızı merkezde yakalamış. | Open Subtitles | أخبار جيدة ,بعض رجال الشرطة قبضوا على ايدى فى المدينة |
Bir iyi haberim, bir kötü haberim ve bir iyi haberim daha var. | Open Subtitles | لدي أخبار جيدة و أخبار سيئة و أخبار جيدة أكثر |
Sana Müjde vermeye geldim. | Open Subtitles | فقط جئت لأعطيك أخبار جيدة زوجة المزارع أصبحت بخير |
Müjdemi isterim, ölmemiş. | Open Subtitles | حسناً, أخبار جيدة. إنه ليس ميتاً |
Haberler güzel. Stephen boşanma kağıtlarını az önce imzaladı. | Open Subtitles | ليز أخبار جيدة ستيفن وقع أوراق الطلاق للتو |
Burası Dışişleri Bakanlığı Sizin için iyi haberlerimiz var. | Open Subtitles | ,معكَوزارةالشؤونالخارجية لدينا أخبار جيدة لك. |
Her neyse, Sana iyi haberlerim var. Annemle babam yumuSamaya baSladilar. | Open Subtitles | على أية حال، لدي أخبار جيدة أبي وأمي يبدآن بالموافقة على قصّتنا |
Sayın başkan, sizinle paylaşmak istediğim bazı güzel haberlerim var. | Open Subtitles | سيدي الرئيس, لدىّ أخبار جيدة أشاركها معك |
güzel haberlerim var! Köpek parkında bir babayla tanıştım. Bil bakalım neyin sorumlusu? | Open Subtitles | أخبار جيدة لقد قمت بشيء آخر و إحزر عن ماذا اتحدث؟ |
Sayın başkan, size güzel haberlerim var. | Open Subtitles | حضرتك لدي أخبار جيدة للغاية من أجلك |
Sana çok iyi haberlerim var. Jonathan gidiyor. | Open Subtitles | . لدىّ أخبار جيدة لكى . جوناثان سوف يرحل |
Ve etraftaki insanlar şarkı söyleyerek cevap verince, o da devam etti: "Haberler iyi: At arabası geliyor. | TED | وبدأ الجميع حوله يغنون ويدندنون خلفه .. وكان يغني أخبار جيدة , أخبار جيدة : شاريوت قادم |
Atalarımızın da söylediği gibi bir iyi haberim birde kötü haberim var. | Open Subtitles | مثلما يقول المثل القديم لدينا أخبار جيدة وأخبار سيئة |
Seni aramaya çalıştım. Müjde, Lily'ye bir aile bulduk. Cloverfield'deki bir aile. | Open Subtitles | لقد اتصلت بك للتو ، أخبار جيدة "لفد وجدنا عائلة لتبني "ليليث |
Müjdemi isterim millet. | Open Subtitles | أخبار جيدة يا رفاق. |
Haberler güzel, Jake işini düzelttim. | Open Subtitles | أخبار جيدة لقد أصلحت الأمر مع جاك |
Mas, sana iyi haberlerimiz var. | Open Subtitles | مهلا! ماس! حصلنا على أخبار جيدة بالنسبة لك، حبيبي. |
Benim, Sana iyi haberlerim var, ya da daha doğrusu bize iyi haberlerim var. | Open Subtitles | أنا، عِنْدي أخبارُ جيدةُ لَك، أو بالأحرى، أخبار جيدة لنا. |
Kötü haber iyi haberdir, ve iyi haber iş için kötüdür. | Open Subtitles | الأخبار السيئة ، أخبار جيدة والأخبار الجيدة هي سيئة في العمل |
Yani bu konuda bir haber olmaması iyi bir haber olabilir. | Open Subtitles | أقصد، أنه لا أخبار عن هذه القضية قد تُعتبر أخبار جيدة |
- güzel haber. - Kuzenim sağlık işlerinde çalışıyor. | Open Subtitles | أخبار جيدة - ابن عمي يعمل بالصرف الصحي - |
Hayır, hayır. Sadece iyi haberleri aldığım için heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا فقط كُنت سعيداً حقاً لحصولى على أخبار جيدة |
Ama bu güzel haber. harika bir haber. | Open Subtitles | لا، هذه أخبار جيدة إنها أخبار عظيمة |
O güne kadar Doğu'daki savaşlardan hep iyi haberler almışlardı. | Open Subtitles | حتى الآن سمعوا أخبار جيدة فقط عن الحرب في الشرق |