Hayır, bence bunu sana erkek arkadaşın söyledi, değil mi? | Open Subtitles | كلا، أعتقد أن صديقكِ هو من أخبركِ بذلك أليس كذلك؟ |
Tamam. O zaman ben de sana büyük haberi veremem. | Open Subtitles | لا بأس, لكن حينها لن أستطيع أن أخبركِ بالخبر الكبير |
sana söylüyorum, sana hatırlatıyorum çünkü bir sürü şeyi unutuyorsun. | Open Subtitles | أنني أخبركِ أنني أذكركِ لأنك قد نسيتي الكثير من الأشياء |
Espriyi sana ben söyleyeyim bari. Goril ağaçtan düşünce... | Open Subtitles | ،دعيني أخبركِ بمغزى النكتة .. عندما يسقط الغوريلا من الشجرة |
Bizzat gitmesen de olur internet bankacılığı diye bir şey var, daha kaç kez söyleyeceğim? Nereye, ne kadar? | Open Subtitles | كم مرة علي ان أخبركِ انه ليس عليك الذهاب للبنك شخصياَ يمكنكِ أن تفعلى ذلك عبر الصرافة على الانترنيت |
Seni rahatsız edeceğini bildiğim için sana söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبركِ لأني اعتقدت أن هـذا قد يزعجـكِ. |
Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً |
Bir saniyeliğine sakin olursan sana bir şey söylemek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | هلا تهدأين للحظة واحدة ؟ لأنّني أريد أن أخبركِ بشيء، حسناً ؟ |
Hiç kimse sana aynen Lassie gibi olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أحد أخبركِ من قبل إنكِ مثل المرشدة بالضبط ؟ |
Del, sana Clark Delvin hakkında bir iki şey anlatabilirim. | Open Subtitles | ديل، يمكن أن أخبركِ بشيء أو اثنان عن كلارك ديفلن |
sana bebeğinin hasta doğmaması için sadece birazcık şansın olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لم أكن أخبركِ أن هناك فرصة ما أن ابنكِ لن يمرض |
sana söylüyorum, bu tecavüz başına gelmiş en iyi şey. | Open Subtitles | أنا أخبركِ, هذا الإغتصاب هو أفضل ما قد حدث لكِ |
sana söylüyorum, fayanslar çatlak. | Open Subtitles | أنني أخبركِ منذ أسابيع باأن البلاط متكسر |
- Bu ilk günüm. sana bir şey söyleyeyim mi? Bunlar hayatımda yediğim en güzel kurabiyeler. | Open Subtitles | دعني أخبركِ هذا أفضل بسكويت تذوقته في حياتي |
sana hapis hakkında bazı şeyler söyleyeyim mi? | Open Subtitles | دعيني أخبركِ بشيء، أنا أعرف القليل عن السجن |
Bir rahip olarak sana söyleyeceğim: Eğer pişmanlık duyarsan, kendi kurtaracağındır. | Open Subtitles | بصفتي قسيس أخبركِ بأنه يمكنكِ أن تخلصي نفسكِ إن تبتِ |
sana söylemedim, çünkü o zamanlar seni etkilemesini istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أخبركِ لأنّي لم أرغب بأن يؤثّر عليكِ في الحاضر |
Şunu da söylemeliyim, köpeklere karşı işlenmiş suçları içeren davaları takip etmek zor. | Open Subtitles | لكن علي أن أخبركِ أن الجرائم ضد الكلاب من الصعب عملياً التقاضي فيها |
Neanderthal'a ilginiz olduğunu görüyorum. İsterseniz size onun hakkında birkaç şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | أرى أنكِ مهتمة بالإنسان البدائي يمكني أن أخبركِ المزيد عنه لو أردتِ |
sana henüz ne olduğunu anlattı, şimdi onu yalnız bırak! | Open Subtitles | لقد أخبركِ بالفعل ما حدث. الآن اتركيه في حاله |
Peki hocam, Do Jin abimin evinin şifresini söylememi ister misin sana? | Open Subtitles | لكن معلمة، هل ترغبين فى أن أخبركِ الرقم السري لمنزل دو جين؟ |
sana söylemediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه |
Sanırım ben de başka bir kalın kafalıyım sana ne yapman gerektiğini söyleyen. | Open Subtitles | أعتقد أنني مجرد رجل عنيد آخر أخبركِ بما تفعلين |
Her neyse, günün nasıl geçiyor? sana anlatmak isterdim ama anlaması biraz zor. | Open Subtitles | حسناً أود أن أخبركِ ولكنه عسير الفهم قليلاً |
Bayan Spalding kocanız işi hakkında size ne söyledi bilmiyorum. | Open Subtitles | سيدة سبالدنج لا أعلمُ إن أخبركِ زوجكِ عن مقدار عمله |
sana bir hikaye anlatayım. | Open Subtitles | لذا دعيني أخبركِ بهذه القصة عندما كنت في المدرسة الثانوية |
Babama benzeyip benzemediğimi söyleyemem, çünkü ben küçükken babamdan kurtulmuş. | Open Subtitles | سواء أحببت أبي أم لا, لا يسعني أن أخبركِ لأنها تركته عندما كنت صغيراً |