"أخبركِ" - Translation from Arabic to Turkish

• sana
• söylüyorum
• söyleyeyim
• söyleyeceğim
• söylemedim
• söylemeliyim
• söyleyebilirim
• anlattı
• söylememi
• söylemediğim
• söyleyen
• anlatmak
• size
• anlatayım
• söyleyemem

Hayır, bence bunu sana erkek arkadaşın söyledi, değil mi?
كلا، أعتقد أن صديقكِ هو من أخبركِ بذلك أليس كذلك؟

Tamam. O zaman ben de sana büyük haberi veremem.
لا بأس, لكن حينها لن أستطيع أن أخبركِ بالخبر الكبير

sana söylüyorum, sana hatırlatıyorum çünkü bir sürü şeyi unutuyorsun.
أنني أخبركِ أنني أذكركِ لأنك قد نسيتي الكثير من الأشياء

Espriyi sana ben söyleyeyim bari. Goril ağaçtan düşünce...
،دعيني أخبركِ بمغزى النكتة .. عندما يسقط الغوريلا من الشجرة

Bizzat gitmesen de olur internet bankacılığı diye bir şey var, daha kaç kez söyleyeceğim? Nereye, ne kadar?
كم مرة علي ان أخبركِ انه ليس عليك الذهاب للبنك شخصياَ يمكنكِ أن تفعلى ذلك عبر الصرافة على الانترنيت

Seni rahatsız edeceğini bildiğim için sana söylemedim.
لم أخبركِ لأني اعتقدت أن هـذا قد يزعجـكِ.

Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var.
ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً

Bir saniyeliğine sakin olursan sana bir şey söylemek istiyorum, tamam mı?
هلا تهدأين للحظة واحدة ؟ لأنّني أريد أن أخبركِ بشيء، حسناً ؟

Hiç kimse sana aynen Lassie gibi olduğunu söyledi mi?
هل أحد أخبركِ من قبل إنكِ مثل المرشدة بالضبط ؟

Del, sana Clark Delvin hakkında bir iki şey anlatabilirim.
ديل، يمكن أن أخبركِ بشيء أو اثنان عن كلارك ديفلن

sana bebeğinin hasta doğmaması için sadece birazcık şansın olduğunu söylemiyorum.
لم أكن أخبركِ أن هناك فرصة ما أن ابنكِ لن يمرض

sana söylüyorum, bu tecavüz başına gelmiş en iyi şey.
أنا أخبركِ, هذا الإغتصاب هو أفضل ما قد حدث لكِ

sana söylüyorum, fayanslar çatlak.
أنني أخبركِ منذ أسابيع باأن البلاط متكسر

- Bu ilk günüm. sana bir şey söyleyeyim mi? Bunlar hayatımda yediğim en güzel kurabiyeler.
دعني أخبركِ هذا أفضل بسكويت تذوقته في حياتي

sana hapis hakkında bazı şeyler söyleyeyim mi?
دعيني أخبركِ بشيء، أنا أعرف القليل عن السجن

Bir rahip olarak sana söyleyeceğim: Eğer pişmanlık duyarsan, kendi kurtaracağındır.
بصفتي قسيس أخبركِ بأنه يمكنكِ أن تخلصي نفسكِ إن تبتِ

sana söylemedim, çünkü o zamanlar seni etkilemesini istemedim.
أنا لم أخبركِ لأنّي لم أرغب بأن يؤثّر عليكِ في الحاضر

Şunu da söylemeliyim, köpeklere karşı işlenmiş suçları içeren davaları takip etmek zor.
لكن علي أن أخبركِ أن الجرائم ضد الكلاب من الصعب عملياً التقاضي فيها

Neanderthal'a ilginiz olduğunu görüyorum. İsterseniz size onun hakkında birkaç şey söyleyebilirim.
أرى أنكِ مهتمة بالإنسان البدائي يمكني أن أخبركِ المزيد عنه لو أردتِ

sana henüz ne olduğunu anlattı, şimdi onu yalnız bırak!
لقد أخبركِ بالفعل ما حدث. الآن اتركيه في حاله

Peki hocam, Do Jin abimin evinin şifresini söylememi ister misin sana?
لكن معلمة، هل ترغبين فى أن أخبركِ الرقم السري لمنزل دو جين؟

sana söylemediğim bazı şeyler var.
هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه

Sanırım ben de başka bir kalın kafalıyım sana ne yapman gerektiğini söyleyen.
أعتقد أنني مجرد رجل عنيد آخر أخبركِ بما تفعلين

Her neyse, günün nasıl geçiyor? sana anlatmak isterdim ama anlaması biraz zor.
حسناً أود أن أخبركِ ولكنه عسير الفهم قليلاً

Bayan Spalding kocanız işi hakkında size ne söyledi bilmiyorum.
سيدة سبالدنج لا أعلمُ إن أخبركِ زوجكِ عن مقدار عمله

sana bir hikaye anlatayım.
لذا دعيني أخبركِ بهذه القصة عندما كنت في المدرسة الثانوية

Babama benzeyip benzemediğimi söyleyemem, çünkü ben küçükken babamdan kurtulmuş.
سواء أحببت أبي أم لا, لا يسعني أن أخبركِ لأنها تركته عندما كنت صغيراً