Tamam, bir arkadaşımın. Ama bana kimsenin yaralanmayacağını söyledi. | Open Subtitles | حسناً إنها لصديقي لكنه أخبرني أنه لم يتأذى أي شخص |
Arabanızın yakınlarında olmadığını söyledi, ve ona inanıyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه لم يقترب من سيارتك وأنا أصدقه |
Ama erkek kardesim bana orada korkudan baska hiçbirsey olmadigini söyledi. | Open Subtitles | لكن أخي أخبرني أنه لم يوجد بخزانة الملابس سوى الخوف |
Ama çocuk bana işin içinde aşk olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكنه أخبرني أنه لم يكن ثمة وجود لأيّ عاطفةٍ بها |
Araştırmacım Hector2un hala orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ويمكنكم تولى الأمر من تلك النقطة محققي أخبرني أنه لم يسجل خروجه بعد |
Az önce Alex Jones'un yanındaydım. Park yerinde size hiçbir şey söylemediğini söyledi. | Open Subtitles | و أخبرني أنه لم يقل لك شيئًا في مرآب السيّارات |
Eve geldiğinde 3 aydır oraya gitmediğini söyledi. | Open Subtitles | عندما عاد أخبرني أنه لم يذهب هناك طوال الثلاث شهور الماضية |
Aidan benim gibi birini bulamadığını söyledi. | Open Subtitles | أيدن أخبرني أنه لم يكن أبدا مع واحدة مثلي |
Evet. Sarhoş olmadığını söyledi ve ona inandım. | Open Subtitles | كلا ، أخبرني أنه لم يكن ثملاً و أنا صدقته |
Uzun bir konuşmadan sonra, bana paketi almadığını söyledi. | Open Subtitles | بعد محادثة طويلة، أخبرني أنه لم يتسلمها |
Anahtarı alamadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه لم يستطع إيجاد المفتاح. |
Ama sonra gerçek olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكن حينها أخبرني أنه لم يكن حقيقياً |
Tıbbi uzman ile mezarlıkta görüştüğümde, her iki lensin de cesedde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنه لم يجدها مع الجثة |
Canon yeterli olmadığını söyledi önceki vergileri de ödemem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | (كانون) أخبرني أنه لم يكن كافي يقول بأنّه بقي لي دفع التسديدة المبكّرة |
Tommy kimseyi öldürmediğini söyledi, ona inanıyorum. | Open Subtitles | (تومي) أخبرني أنه لم يقتل أحداً وأنا أصدقه |
- Bana hiçbir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | - لقد أخبرني أنه لم يحدث شيء |
- Reg'i öldürmediğini söyledi. | Open Subtitles | -لقد أخبرني أنه لم يقتل ريدج. |
White sürekli peşimde, işe geri dönemem, Logan'la görüşemem, ve Joshua artık bana ihtiyacı olmadığını söyledi. | Open Subtitles | "الأبيض" أحكم حصاره عليّ .. لا يمكنني العودة إلى العمل ولا يمكنني رؤية (لوجان) و(جوشوا) أخبرني أنه لم يعد يحتاج مساعدتي بعد الآن |
Francine'nin dairesinde olduğunu kabul etti, ancak bana onu öldürmediğini de söyledi ve onu inanıyorum. | Open Subtitles | لقد قال أنه كان بشقة (فرانسين) لكنه أخبرني... أنه لم يقتلها وأنا أصدقه |