Yarınki görüşmemden sonra otele dönmeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّي لن أعود إلى الفندق بعد الغد. |
Doğru yolda gitmeye çalışıyordum ama ona borçlu olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أقصد، كنتُ أحاول الإستقامة، ولكنّه أخبرني أنّي أدين له. |
Bana birkaç hafta dinlenmem gerektiğini söyledi ve buraya gönderdi. | Open Subtitles | أخبرني أنّي أحتاج للراحة لبضعة أسابيع، وأرسلني إلى هنا. |
Dur. Lütfen bana tam 2 gün aralıksız uyuduğumu ve ülkeden çıkış yolunu yarıladığımızı söyle. | Open Subtitles | إنتظر، رجاءً أخبرني أنّي نمت لمدة يومين، وأنّنا فى منتصف الطريق عبر البلاد. |
Bana seni öldürmediğimi söyle. Lütfen, lütfen. | Open Subtitles | أخبرني أنّي لم أقتلك، أرجوك، أرجوك. |
Evet, bunu bana yaptığı bir iyilik olarak görmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، لقد أخبرني أنّي ينبغي أن أعتبره معروفًا. |
Bu kolondan aşağı asla tırmanarak inemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّي لا يمكنني التسلّق لأسفل هذه الدعامة |
Birilerine açılmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّي يجب أن أبوح لشخص ما. |
Lee, Marlborough hakkında konuşabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | (لي) أخبرني أنّي يمكنني التحدث معك بشأن (مالبرو) |
Sonra Declan'la tanıştım. Bana güzel olduğumu söyledi ve ciddi gibiydi. | Open Subtitles | ثم قابلت (ديكلان)، أخبرني أنّي كنت جميلة وكان بمقدوري معرفة أنّه عنى ذلك حقًّا. |
Bana ırkçı olmadığımı söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّي لست عنصريًا |
Paris'e gittiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّي ذاهب إلى باريس |
Bir AD-HOC ağı. Yakınlarda olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّي قريب منها |
Bir kere de olsa benim hatalı olduğumu söyle! | Open Subtitles | لربّما لمرّة، أخبرني أنّي مخطئة! |
Lütfen bana az kaldığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّي كدت أصل رجاء |