Şimdi, Vic sizin bazen uyuşturucu paranızı sokaklarda işinizde kullandığını söyledi. | Open Subtitles | "فيك " أخبرني بأنكم أحياناً تفرقون بعض أموال المخدرات للحفاظ على السلام في الشوارع |
Ama bana, sizin ona beklemesi gerektiğini söylediğinizi, söyledi. | Open Subtitles | لكنّه أخبرني بأنكم نصحتموه بالإنتظار. |
Dost canlısı ruh tilkim bana kaybolduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | صديقي روح الثعلب أخبرني بأنكم تائهين |
Sizin doğruluk serumunuz olmadığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأنكم لا تملكون مصلاً للحقيقة. |
Biz mi hayaletiz? Şuradaki hademe sizin 1997'de öldüğünüzü söyledi. | Open Subtitles | البواب أخبرني بأنكم توفيتم في عام 1997 |
Robert beni arayıp işten gelince beraber maç izleyeceğinizi söyledi. | Open Subtitles | أجل, (روبرت أتصل و أخبرني بأنكم ستشاهدون المبارة عندما يعود من العمل |
Ayrıldığınızı söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأنكم الاثنين إنفصلتم |
Steve bir kaç ay önce birlikte iş yaptığınızı söyledi. | Open Subtitles | (ستيف) أخبرني بأنكم قمتم ببعض العمل سويا منذ شهور |
Adamlarından biri Eve Salinas davasıyla senin ilgilendiğini söyledi. | Open Subtitles | أحد رجالكم أخبرني بأنكم تعملون على قضية (إيفا) |