| Ona sekizinci sınıftaki arkadaşı Patty Henderson'un burada olduğunu söyle | Open Subtitles | أخبره أنني "باتي هاندرسون" من الصف الثامن |
| Pek sıkı bir aile olamadığımızı bildiğimi ama onun da hayatta sahip olduğum tek varlık olduğunu söyle. | Open Subtitles | و أخبره أنني أعرف أننا لم نكون كعائلة, ولكن... و لكنه كل ما أملك , أنا أيضاً. |
| Söyle ona yardıma ihtiyacım yok. Söyle ona sinirime hakim olmasaydım, o pisliğin beynini yerden toplarlardı. | Open Subtitles | أخبره أنني لن أحتاجها أخبره لو أن مزاجي تغلب علي |
| Ona meşgul olduğumu söyle. Ona yardım edemem. | Open Subtitles | أخبره أنني مشغول, انا لا استطيع مساعدته |
| Lütfen oğlunuza sinirlerimi bu kadar bozduğu için üzgün olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | شكراً أرجوك أخبره أنني آسف لأنه يزعجني كثيراً |
| Ona Müdür Vance'le bir derdim olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني لم أكن مهتماً أبداً بالمدير (فانس). |
| Eğer soran olursa... onlara sadece evde tedavi gördüğümü söylersin. | Open Subtitles | اذا أحدهم سأل فقط أخبره أنني في المنزل أتماثل للشفاء |
| Eski tenis raketlerim için hâlâ ahşap tellere ihtiyacım olduğunu söyle. | Open Subtitles | التي يُضاجعها في غرفة اليوغا خاصته في هذه الأيّام من فضلك أخبره أنني لا زلتُ بحاجة الدعّامات الخشبيّة لأجل مضارب التنس القديمة خاصتي |
| 1 milyon dolara ihtiyacım olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني أحتاج مليون دولار |
| Yardımına ihtiyacım olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني أحتاج مساعدته |
| Ona hemen ihtiyacım olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسنًا، أخبره أنني أريده حالًا |
| Söyle ona... 3'e kadar o işi yapamayacağım. | Open Subtitles | أخبره.. أخبره أنني لا أستطيع فعل ذلك حتى الثالثة |
| Söyle ona, her halükârda kendimi iki hafta içinde öldürteceğim. | Open Subtitles | أخبره أنني ربما أقتل نفسي في خلال أسبوعين على أية حال |
| Tamam Söyle ona 4. kapıda bekliyorum ve... | Open Subtitles | حسناً، أخبره أنني بالقرب من البوابة الرابعة، |
| Sana ait olduğumu, karın olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني زوجتك ولا أستغني عنك |
| Çıplak olduğumu söyle, şimdi çıkamam. | Open Subtitles | أخبره أنني عارية، لا يمكنني الخروج |
| Ona telefonda olduğumu söyle. | Open Subtitles | فقط أخبره أنني على التليفون |
| Haklı olduğumu söyleyin, anlayacaktır. | Open Subtitles | أخبره أنني كنت على حق. و هو سوف يعرف ماذا تقصد. |
| Çalışmayı reddediyor. Peşinde olduğumu söyleyin. Komando hakkında yeni bilgi var mı? | Open Subtitles | أخبره أنني أعمل على ذلك أي تطورات بشأن عضو قوات الصاعقة؟ |
| Ona aşağıya inmek üzere olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | أخبره أنني سأنزل للأسفل |
| Ona Müdür Vance'le bir derdim olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني لم أكن مهتماً أبداً بالمدير (فانس). |
| Ona rastlarsan, onu görmeye sabırsızlandığımı söylersin. | Open Subtitles | حسناً، إن مررت به، أخبره أنني أتطلع لرؤيته مجدداً |
| O Chester alçağına rastlarsan, onunla konuşmak istediğimi söylersin. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى ذلك الجبان تشيستر أخبره أنني أريد أن أتكلم معه |