"أخبروه" - Traduction Arabe en Turc

    • söyleyin
        
    • söylediler
        
    • söylediklerinde
        
    • sormaması
        
    Ama hafızanız yerine gelirse, eski bir dostunun onu aradığını söyleyin tamam mı? Open Subtitles لكن إن أستعدتم ذاكرتكم أخبروه أن صديق قديم يبحث عنه ، حسناً ؟
    Ama hafızanız yerine gelirse, eski bir dostunun onu aradığını söyleyin tamam mı? Open Subtitles لكن إن أستعدتم ذاكرتكم أخبروه أن صديق قديم يبحث عنه ، حسناً ؟
    Şuna bir şey söyleyin. Arkadaşısınız sonuçta. Open Subtitles هيّا أخبروه أنتم أيضاً , بما أنكم أصدقائه
    Dinle. Benim koçum babamdı. Ona zayıf olduğum için oynayamayacağımı söylediler. Open Subtitles اسمعي، أبي كان مدربي الفتيان أخبروه أني نحيل جداً على اللعب
    Öngörülen tüm süreçleri geçti, bu süreçlerin sonunda da işi almasının garanti olduğunu söylediler, ama sonra son dakikada kalp ameliyatından kalabilecek problemleri öne sürerek onu geri çevirdiler.. Open Subtitles وقد قام بكل الاجراءات، وتقريباً أخبروه أنه حصل على الوظيفة، وثم في اللحظة الأخيرة رفضوه بسبب
    Ona kitapları kaldırmasını, veya götürmesini söylediklerinde, kafasında çalışmaya devam etti. Open Subtitles عندما أخبروه أن يضع كتبه جانبا او يأخذهم بعيدا لقد واصل الدراسة في مخيلته
    Eğer canavarlar görürsek gitmeleri için, onların olmadığını söyleyin derdi. Open Subtitles لقد قالت عندما تشاهدون أي وحش أخبروه بأن يبتعد وأنه غير موجود
    Ona benimle tanışmak istediğinizi söyleyin. Open Subtitles افعلا لي معروفا أخبروه أنكم تريدون ملاقاتي ؟
    Hey, millet. Leonard'ı görürseniz anlaştığımız gibi beklediğimi söyleyin. Open Subtitles اذا رأيتم ليني أخبروه أني منتظراه هنا كما اتفقنا
    Sadece konuşmak istediğinizi söyleyin, bakalım kadınların peşindeki muhteşem zeka hakkında bir şey biliyor mu. Open Subtitles أخبروه أنكم تودون التحدث إليه فحسب لتروا إن كان يعرف شيئاً عن الشخص البارع الذي يطارد هؤلاء النساء
    Bu akşam bir görüşmem var. Ona merak etmemesini söyleyin. Open Subtitles لدي إجتماعٌ مع أحدهم هذه الليلة، أخبروه انني بخير
    Dr. Nesbit'i çağırın ve ameliyat için hazırlanmasını söyleyin. Open Subtitles إتصلوا بالطبيب نسبيت و أخبروه أن يتحضر لجراحة
    Eğer başka birini görürseniz ona da aynısını yapmasını söyleyin. Open Subtitles إذا رأيتم أحداً آخر أخبروه بأن يغادر أيضاً
    Onu gördüğünüzde resim ve sanatla uğraşmak yerine çocuklarına, başlarını sokabileceği bir yer bulmasını söyleyin. Open Subtitles عندما ترونه، أخبروه بأن عليه توفير سقف فوق رؤوس أطفاله بدلا من الاشتغال بالفنون والحرف اليدوية
    Ona büyük oğlunun bir sağlık problemi yaşadığını ve acilen eve dönmesi gerektiğini söylediler. Open Subtitles أخبروه بأن أبنه الشاب لديه مشكلة صحية, و الذي يستدعي إهتماماً فورياً لعودته للوطن
    Daha geçen ay hastalığında hafifleme olduğunu söylediler. Open Subtitles حتى الشهر الماضي أخبروه بأن يُحضر لجلسة مغفرة
    Onun en büyük müvekkilini çağırıp onlara kendilerine başka şirket bulmalarını söylediler. Open Subtitles بل إتصلوا بأكبر عميل لديه و أخبروه بأن عليه أن يذهب ليجد شركة أخرى.
    Hatta o kadar ölümcüldü ki doktorlar 12 ayının kaldığını söylediler ve bu 12 ay boyunca bir tedavi bulmak zorundaydılar. TED في الواقع، كان مميتا جدا لدرجة أن الأطباء أخبروه بأنه سيعيش لمدة 12 شهرا فقط، و خلال تلك ال12 شهرا، عليهم أن يجدوا علاجا.
    Senin ineğin peşinden gittiğini söylediler. Open Subtitles لقد أخبروه أنك ذهبت خلف البقرة.
    Evet. Fakat konuyu açtıklarında ve parayı söylediklerinde, tekrar yalan söylemiş. Open Subtitles أجل, لكن عندما إستجوبوه حيال الامر أخبروه عن النقود
    İndikleri alana bir şey taşıması ve hiç soru sormaması istenmiş. Open Subtitles لقد أخبروه أن يُسلم العنصر الفعال بالمكان المحدد ولا يسأل أي سؤال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus