| Ayrıca adının ve fotoğrafının bulunduğu tüm belgeler de büromdan kayboldu. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر ان كل شي متعلق باسمه او صورته قد أختفي من مكتبي |
| Böylece ortadan kaybolmak için yeterli paraya sahip olacağım. | Open Subtitles | لكي أحصل على الكثير من المال لكي أختفي |
| Adamım, kazanç getirmeyen yoldan gitmiş olabilirdim. | Open Subtitles | يارجل كان بإستطاعتي أن أختفي في الطريق الغير مربح |
| Ortadan kaybolmalıyım. Buradan olabildiğince uzağa gitmeliyim. | Open Subtitles | يتحتّم عليّ أن أختفي ، يتحتّم أن أذهب بعيداً عن هنا بأقصى ما يُمكنني |
| Onun iyiliği için, tekrar ortadan kaybolmam gerekiyorsa bence bilmemesi gerekir. | Open Subtitles | لو كان عليَّ أن أختفي ثانيةً، فمن العدل لها لا أظن أنها يجب أن تعرف |
| Ben kaçıp kimsenin beni bilmediği bir yerde saklanmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | أقسم أني كنت سأهرب و أختفي في مكانٍ لا أحد يعرفني |
| Başkan Kim. Eğer paranın geri kalanını verirseniz... .. doğruca Çin'e gider ve ortadan kaybolurum. | Open Subtitles | أيها الرئيس كيم , لو أنك تعطيني باقي النقود فإني سوف أذهب الأن إلى الصين و أختفي |
| Birlikte olduğumuz zamandan zevk aldım, ama ben arka planda kaybolacağım. | Open Subtitles | لقد أستمتعت بالوقت الذي قضيناه سوياً ولكن يجب أن أختفي بعيداً في الظل |
| Virüsten dolayı olduğundan emin değiliz ama evet kayboldu. | Open Subtitles | نحُن لا نعرف بالتأكيد ، اذا كان بسبب هذا الفيرس . ولكن نعم ، أنه أختفي |
| Lâkin 300 yıl önce birdenbire kayboldu. | Open Subtitles | ،ولكن مُنذ 300 عاماً أختفي .فى ليلة وضحاها |
| Saklı olan onun bilinmeyen parçalarıyla birlikte kayboldu. | Open Subtitles | لقد أختفي الخفيّ بصحبتها في أماكن غير معلومة |
| Onun yerinde olsam ben de kaybolmak isterdim. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانه لأردتُ أن أختفي أيضاً |
| Bu dünyada tamamen kaybolmak istiyorum. | Open Subtitles | .أريدُ أن أختفي تماماً داخل العالم |
| Dolabımda duruyor sanıyordum ama gitmiş. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنه كان في خزانتي و لكنه أختفي ، فحسب |
| Ceketi koyduğumuz kutu açılmış ve ceket gitmiş. | Open Subtitles | الصندوق الذي وضعنا فية الجاكيت و أختفي |
| Ortadan kaybolmalıyım. | Open Subtitles | أنه عليّ أن أرحل عليّ أن أختفي |
| Bir süreliğine ortadan kaybolmam için bana biraz para verdi. | Open Subtitles | لقد أعطاني نقوداً كي أختفي لفترة |
| saklanmak, endişe etmek zorunda olmayacağım bir yerde. | Open Subtitles | مكان هانئ حيث ليس من الضروري أن أختفي أو أقلق |
| Çünkü beni büyütmek zorunda kalan kadın ortadan kaybolurum umuduyla her gün bana bakardı. | Open Subtitles | لأن المرأة التي أُرغِمت على تربيتي تنظر إلي يوميًا وكأنه تتمنى أن أختفي. |
| Sonra da gideceğim. Ortadan kaybolacağım, sonsuza dek. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك أذهب سوف أختفي للأبد |
| Eğer ortadan kaybolmamı felan istiyorsan kendine biraz zaman ayır ve bir fahişe bul ya da bi penguene peruk felan giydir. | Open Subtitles | دعني أخبرك , أتعلم أنت تحتاجني أن أختفي أعطيك بعض الوقت لإيجاد عاهرة أو لتضع شعراً مستعاراً على بطريق أو شئ ماً ؟ |
| 27 yılda bir oluyor ve olduğu zaman da ben ortadan kayboluyorum. - Ona her şeyi anlattın mı? | Open Subtitles | تأتي كل 27 سنة, وعندما تأتي أنا أختفي |
| Bu işi halletmek için bir kadının ilgisine ihtiyacımız var. Kaybol. | Open Subtitles | و ما يتطلبه تدبّر ذلك، هو لمسة أمرأة، أختفي من هنا. |
| Ama bu tür bir ölüm bu yavaş, görünmez hiçliğe doğru yok oluş... | Open Subtitles | لكن طريقة الموت هذه الموت البطيئ الخفي أختفي إلى لا شيئ |
| Bilirsin her çatışmada ben arabanın altına saklanırım. | Open Subtitles | تعرف أنني أختفي تحت السيارة في كلّ معركة |
| Ben onların yaşındayken bisikletime atlar saatlerce kaybolurdum. | Open Subtitles | يا إلهي ، عندما كنت في عمرهم كنت أقفز على دراجتي ، و أختفي لساعات |
| Siz hayatlarınızı tehlikeye atarken, ben saklanmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أختفي بينما تخاطرون بحياتكم |