bilimsel bir alet, burada ihtiyacım olan şeyin olduğunu söylüyor, buralarda bir yerde. | Open Subtitles | إنها أداه علميه تخبرنى أن هناك بعض ما اريد فى مكان قريب هنا |
Öldürücü darbe kafatasına geldi ve bir alet neden oldu sopa gibi, bir demir çubuk veya silah kabzası. | Open Subtitles | الموت جاء نتيجة ضربه على الجمجمه تم فيها إستخدام أداه مثل هراوه قضيب حديدى.. |
Pekâlâ, Jeff Goldblum, adam Donanma Bakanı'nı üzerine dinleme cihazı yerleştiriyor, bilgiyi yüklüyor. | Open Subtitles | حسنا,جيف جولدبلم شخص ما قام بدس أداه تنصت لوزيره البحريه يقوم بتحميل البيانات |
Şaşırtma cihazı işe yararsa beş dakikamız var. | Open Subtitles | لو أداه الانحراف عملت بكفائة سيكون أمامنا خمس دقائق0 |
Bu benim için gerçek ihtiyaçlarımızın ne olduğunu anlayabilmek için harika bir araç. | TED | هي أداه عظيمه بالنسبه لي لتساعدني لأفهم ما قد يكون حوجتنا الحقيقيه. |
Çok zekice, hoş, küçük bir alet, çok gerçekçi, ama tabii ki, içgüdüm bana dedi ki... | Open Subtitles | مسليجداً.. أداه صغيره ذكيه.. إنه حقيقي تماماً. |
- Lonny bir alet olduğunu düşünürdü - Lonny bir aptal olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | كان لونى يعتقد أنك أداه كان لونى يعتقد أنك غبى |
Millet, elimde tuttuğum bu alet oldukça etkilidir. | Open Subtitles | يا أناس إن ما أمسكه بيدي هذا أداه لها قوه رهيبه |
Güneye doğru gidince yerde başka bir alet buluyoruz. | Open Subtitles | و باتجاه الجنوب نجد أداه آخرى على الأرض |
Yanında kesici bir alet olan var mı? | Open Subtitles | هل لدى أي شخص أداه حادة لأستخدمها ؟ |
Bir alet'i nasıl tutacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتى كيف أحمل أداه |
- Doktor Mallard dinleme cihazı bulduğu için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا لأن الدكتور مالارد وجد أداه تنصت |
- Asansörde dinleme cihazı olmadığını nereden biliyoruz? | Open Subtitles | كيف نعلم أنه ليس هناك أداه تنصت فى المصعد؟ |
"Gizli kayıt cihazı, üst düzey devlet yetkilisi ve bir dolma kalem benzeri her kalem." | Open Subtitles | جهاز تسجيل سرى مسئول حكومى رفيع المستوى أداه تستخدم يوميا |
Duck, bunun başka bir dinleme cihazı olduğunu sanıyordum... | Open Subtitles | داك,لقد أعتقدت أن هذا بشأن أداه تنصت أخرى |
Çalışanınızın üzerine bir dinleme cihazı yerleştirmedim ve Donanma Bakanı'nın üzerine de dinleme cihazı yerleştirmediğimden gayet eminim. | Open Subtitles | أنا لم أخطط لزرع أداه تنصت على موظفى وبالتأكيد لم أقم بزرع أداه تنصت |
Yani telefonumu dinleme cihazı yerleştirmedin mi? | Open Subtitles | اذا فأنتى لم تقومى بزرع أداه تنصت فى هاتفى؟ |
Bu bir araç, kasap bıçağı gibi ya da zıpkın ya da timsah. | Open Subtitles | إنه أداه مثل سكين الجزار أو رمح لصيد الحيتان والتماسيح |
Bir araç; firari ruhu bulabilmen için. | Open Subtitles | إنها أداه لمساعدتك على إيجار الروح الهاربه |
Profil sadece bir araç, Daha önemli bir delilimiz var artık. | Open Subtitles | الملف ماهو إلا أداه نحن نتحقق من دليل قوي |
- Onun telefonunu da dinlet. | Open Subtitles | - ضع أداه فى تليفونها - ماذا ؟ |