"أدرك أنني" - Traduction Arabe en Turc

    • fark ettim
        
    • olduğumu fark
        
    • olduğunu fark
        
    • olmadığımı fark ediyorum
        
    Hayatımda sahip olduğum her şeyden emin olduğumu fark ettim. Open Subtitles ثم أدرك أنني بذلك أمحو من رأسي كل شيء له قيمة في حياتي
    İnsanlar üzerinde iğrenç bir ilk izlenim bıraktığımı fark ettim. Open Subtitles أدرك أنني أترك انطباعاً أولياً سيئاً جداً
    Ve birden iki metrelik beton bir çukurun köşesinde durduğumu fark ettim. Open Subtitles و فجاة أدرك أنني على حافة حفرة خرسانية بعمق 7 أقدام
    Pekâlâ bu belli ki rüyada olduğumu fark ettiğim bir rüya. Open Subtitles حسنا، من الواضح أن هذا حلم عندما أدرك أنني في حلم
    Gerçekten bir problemim olduğunu fark etmeden önce, savaş muhabiri olarak 15 sene çalıştım. TED عملت كمراسل حرب لمدة 15 عاماً قبل أن أدرك أنني أعاني من مشكلة.
    En yaşlı adam seçildiğimden beri artik genç bir adam olmadığımı fark ediyorum. Open Subtitles بما أنني أكبر سكان البلدة عمراً، بدأت أدرك أنني لم أعد شاباً
    Bugün bu yolda tek başına yürüyemeyeceğimi daha iyi fark ettim. Open Subtitles و الأن و أكثر من أي وقت من قبل أدرك أنني لم أسر وحيده
    Ama şimdi, bu toplantıdan sonra seni çok abarttığımı fark ettim. Open Subtitles ولكن الآن ، وبعد هذا الاجتماع وأنا أدرك أنني أفراطت في تقديرك
    Bu bir kaç günde, onunla olmak istediğimi fark ettim. Open Subtitles بلى ولكن بضعة أيام من الإنفصال جعلتني أدرك أنني أردت البقاء مع والدكِ
    Bu sayede fark ettim ki 14 yaşındaki kızlar gibi davranıyorum. Open Subtitles مما جعلني أدرك أنني أتصرفُ كأني فتاه عمرها 14 سنة
    Bu olan bitenden ötürü senden bir süredir uzaklaştığımı fark ettim. Open Subtitles لكنني أدرك أنني كنت عنيد مؤخراً بسبب ما يجري
    "Sevgili psikiyatr arkadaşlar, sizi bugün dağda izlerken hiç bu kadar çok Freud sürçmesi görmediğimi fark ettim." Open Subtitles صديقي النفسي , فيما رأيتك على المدرجات اليوم أدرك أنني لم أرى من قبل " زلة للعالم " فرويد
    Sonradan o "gözün" bende olmadığını fark ettim. Open Subtitles قبل أن أدرك أنني ليس لديّ رؤية.
    Belki de sevişirken biraz daha çabalarsam o da taş gibi olduğumu fark edebilir Open Subtitles حسناً, ربما لو بذلت جهداً أكبر عندما كنا نقيم علاقة لكان أدرك أنني رائعة.
    Bugün kiliseye girdiğinde benim şu andakinden daha iyi biri olduğumu fark etmemi sağladın. Open Subtitles وعندما دخلتِ الكنيسة جعلتني أدرك أنني أفضل من ذلك
    Her sabah, kalkıyorum, ...ve sonsuz bir döngüde olduğumu fark ediyorum. Open Subtitles كل صباح , استيقظ أدرك أنني لا أزال في هذه الحلقة الجهنمية
    O derece yok olduğumu fark etmemiştim. Open Subtitles لم أكن أدرك أنني كان يجري غائبة ذلك.
    Merdivenlere çok yakın olduğumu fark edemedim. Open Subtitles لم أدرك أنني كنت قريبة من الدرج
    Evet öyle çünkü Dr. Gallo değerli bir insan olduğumu ve duygularımın önemli olduğunu fark etmemi sağladı. Open Subtitles حسنا، نحن، لأن الدكتور جالو جعلني أدرك أنني شخص جدير بالاهتمام وأن مشاعري يهم.
    Seni kaybetmek bir problemim olduğunu fark etmemi sağladı. Open Subtitles فقدانك جعلني أدرك أنني لديَّ مشكلة.
    Bu konuyu düşündükçe, hata yapanın sadece ben olmadığımı fark ediyorum Ian. Open Subtitles كلما أفكر في ذلك، وأكثر وأنا أدرك أنني لست الوحيد الذي ارتكب خطأ، إيان.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus