"أدرك بأن" - Traduction Arabe en Turc

• olduğunu bilmiyordum
• olduğunu fark
• olduğunun farkındayım

Haberlerde görene kadar, çocuğun şüpheli olduğunu bilmiyordum.
لم أدرك بأن الفتى كان مشتبهاً به حتى رأيت ذلك على نشرة الأخبار

Meditasyonun bu kadar yorucu olduğunu bilmiyordum.
لم أدرك بأن التأمل يعد عملاً صعباً

Benden başka, bu kadar bekleyenin olduğunu bilmiyordum.
لم أكن أدرك بأن لديّ شريك بذلك

L. ve J. Kalish olarak iki tane Patika olduğunu fark etti mi?
أدرك بأن هنا كلاش جي وكلاش آي أثر؟

Üzgünüm. Misafirin olduğunu fark edemedim.
أنا آسفة، لم أدرك بأن لديك رفقة

Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Oldukça geç olduğunun farkındayım.
شكراً لك لاستقبالنا أدرك بأن الوقت متأخر جداً

Sormak için kötü bir zaman olduğunun farkındayım, ama poker oynamayı biliyorsun, değil mi?
أدرك بأن هذا توقيت سيء لأسـأل ولكنك تعرف كيف تلعب البوكر، أليس كذلك؟

Merhaba. Özür dilerim, misafirin olduğunu bilmiyordum.
مرحباً، آسفة لم أدرك بأن لديك صحبة

Çadırların bu kadar revaçta olduğunu bilmiyordum.
لم أدرك بأن هذه الخيم شديدة الطلب

Söylenecek pek bir şey olduğunu bilmiyordum.
لم أدرك بأن الكلام عني كثير

İncil çalışmasının bu kadar eğlenceli olduğunu bilmiyordum.
-لم أدرك بأن تعليم الإنجيل سهلاً .

Saatin bu kadar geç olduğunu fark edememişim, gitmem gerekiyor.
لم أدرك بأن الوقت متأخر يجب أن أذهب

Kontratta bu opsiyonunuz olduğunu fark etmemiştim.
لم أدرك بأن هذا موجود في العقد

Fakat John bu mecazi çorbanın çok dar olduğunu fark etti.
"لكن -جون- أدرك بأن (التركيبة البدائية) كانت فقيرة جدا

Bunun sizin için zor olduğunun farkındayım ve Steinbruck'ların nesillerdir orkideyi koruduğunu biliyorum.
أدرك بأن هذا صعب جداً عليكم و أعرف أنكم أجيال شتينبيرج التي حرست زهرة الأوركيد

Ben, görünüşümün biraz ürkütücü olduğunun farkındayım.
أدرك بأن مظهري مذهلاً بعض الشيء

Fikrin biraz genel olduğunun farkındayım, hatta isterseniz abartılı diyelim.
أدرك بأن الفكرة قد تبدو سطحية_BAR_ ... لو أردت،