Eğer yeni bir terapi ilacı yapacaksanız, bu PHD olmalı. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون التوصل إلى أدوية جديدة ستحتاجون إلى دكتوراه |
Bak, düşünüyorum da çalışmaları yayınlamak ilaç firmalarından para alabilmenin en kolay yolu. | Open Subtitles | أرى أن نشر الدراسات هي أسهل طريقة لجعل شركة أدوية تمد يدها إليك |
Bulaşıcı hastalıkları tedavi edebilmek için penisilin gibi yeni ilaçlar ürettik. | TED | قمنا بتطوير أدوية جديدة كالبنسلين كي نستطيع علاج هذه الأمراض المعدية. |
uymak ve kan basıncı ilaçlarını ayarlamak zor. | TED | إنه لمن الصعب الالتزام والتكيف مع أدوية الضغط التي لديك. |
Bir sürü implant, uyumadan ayakta kalmamızı sağlayacak bir sürü ilaca sahibiz. | TED | سوف نحصل على كل أنواع المزروعات. أدوية تجبرنا على البقاء مستيقظين كل الوقت. |
Mekan 6 kez diğer Miami kulüplerine sentetik uyuşturucu dağıtımından dolayı soruşturma geçirmiş. | Open Subtitles | لقد تم التحقيق في هذا المكان لعدة مرات لتوزيع أدوية صناعية لنوادي ميامي |
Çocuklar, ebeveynlerinizin ecza dolabına gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | الآن يا أطفال ، أريدكم أن تذهبوا إلى خزائن أدوية آبائكم |
Altı tür astım ilacı. Dört yıl iğne olmama rağmen. | Open Subtitles | ستة أنواع أدوية للربو، حتى بعد 4 سنوات من الـحُقن، |
Farrow Tech adında bir firmanın F.D.A.'dan yakında onay alacak olan Parattin adında bir ilacı var. | Open Subtitles | شركة أدوية, فاروتيك عندها دواء يسمى بارراتن فى المرحلة الثالثة من موافقة ف.د.أ |
O mideyle Pepto-Bismol fabrikasının (bir tür mide ilacı) kapısına dayanmadığına şaşırdım doğrusu. | Open Subtitles | ،بمعدتك هذه أنا مندهشة أنه لم يتم إصابتك بالرصاص أثناء اقتحامك مصنع أدوية عسر الهضم |
Bir anlamı var mı bilmiyorum ama ayrıca ilaç mümessiliyim. | Open Subtitles | أنا مندوب أدوية أيضاً إن كان هذا يعني لك شيئاً |
Son baktığımda, hastanız olmayanlara etiketi değiştirilmiş ilaç yazmak yasal değildi. | Open Subtitles | وآخر ما أعلمه أنه من غير القانوني وصف أدوية بدون مسمى |
Bugün reçeteye yazılan ilaçların yüzde 90'ı az fiyatlı jenerik ilaçlar. | TED | حوالي 90 بالمئة من الأدوية الموصوفة اليوم هي أدوية جنيسة رخيصة. |
16 farklı silosu var, her biri tek mikro ilaçlar ihtiva ediyor. | TED | لديها حوالي 16 مستودع مختلف، كل منها تحتوي على أدوية مصغرة مختلفة. |
Neden tezgah altı grip ilaçlarını denemiyorsun? | Open Subtitles | اذا لم لا تختبر جميع أدوية الزكام الموجودة على الطاولات؟ |
Bol sıvı ve mide kanseri ilaçlarını almasını sağlamınızı öneririm. | Open Subtitles | أوصي بكثرة السوائل والمواصلة على أدوية سرطان المعدة |
Seni deneysel bir ilaca zorladılar... ve daha da kötü hissetmeye başladın. | Open Subtitles | وجعلوك تستخدمين أدوية تجريبية وجعلتك تشعرين بشكل أسوأ |
Doktorlar uyuşturucu al diye yalvardı ama çocuğuma zarar veremezdim. | Open Subtitles | الأطباء توسلوا إلى أن أتناول أدوية ولكنى استمريت فى القول : لن أفعل أى شىئ يؤذى طفلى |
ecza dolabının içinin fotoğrafını çekmiş. | Open Subtitles | لقد إلتقط صورة لداخل خزانة أدوية شخص ما. |
ICON'un yeni kan kanseri tedavisi insanlar üzerinde denenmeye başlanacak. | Open Subtitles | لذا أدوية اللوكيميا معجزةِ الأيقونةِ أعلنَت إف دي أي اليوم |
öğlen yemeğine kadar daha fazla hap yok. | Open Subtitles | ويجب ألا أتناول أيّ أدوية أخرى قبل الغداء |
Bir diğeri de anti HIV ilaçlarına evrensel erişim. | TED | والثاني هو إيصال أدوية ضد فيروس نقص المناعة عالميًا. |
Bir avuç dolusu ilaç varmış. Diğer hastaların ilaçlarından toplanmış. | Open Subtitles | فخرجت منه حفنة من الحبوب جُمعت من أدوية مرضى آخرين |
Bu durum, kanser tedavisinde bazı mükemmel yeni ilaçların doğmasını sağladı. | TED | في الواقع، أدى ذلك إلى التعرف على أدوية جديدة مذهلة للسرطان. |
Sen hasta insanlara yardım etmesi gereken haplar alıyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تتلقى أدوية خاضعة للرقابة و التي من المفترض أن تساعد المرضى |
Bir sürü soğuk algınlığı hapı. Alerjisi veya ona benzer bir hastalığı olmalı. | Open Subtitles | الكثير من أدوية البرد لا بد أنه يعاني الحساسية |
Sekiz yıl önce, Metron Eczacılık'da Tıbbi bir deney başlatmış. | Open Subtitles | قبل 8 سنوات أشرف على تجربة دواء لشركة أدوية مترون |