Ve Eminim bize biraz istim bulacak kadar kafan çalışıyordur. | Open Subtitles | و أراهن أنك ذكي بما فيه الكفاية لتحضر لنا الخمر. |
Oh, Eminim böyle bir ekonomide her gün kızgın telefonlar alıyorsundur. | Open Subtitles | أراهن أنك تتلقين الكثير من الاتصالات الغاضبة في وضع اقتصادي كهذا |
Hücumda çok iyi top taşırdı. Eminim onunla gurur duyuyordunuz. | Open Subtitles | لقد كان ظهير خلفي رائع أراهن أنك كنت فخورا به |
Söylemeyeceğim, ve Bahse girerim senin çok hastan da yoktur. | Open Subtitles | لن أقول ذلك. و أراهن أنك لم تملك مرضى كثيرين. |
Bütün o seanslarimiz boyunca Eminim oturup onu nasil becerdigimi hayal ettin. | Open Subtitles | خلال كل جلساتنا هنا أراهن أنك تجلس هنا و تتخيل كيف ضاجعتُها |
Eminim bana hikayeyi anlatsan, o kadar karışık olmadığını anlayacaksın. | Open Subtitles | أراهن أنك إن أخبرتني بالقصة فلن يكون الأمر معقداً أبداً |
Kafayı mı yedin sen? Eminim bir gün bile dayanamazdın. | Open Subtitles | أعني أراهن أنك لن تنجح في هذا لمدة يوم واحد |
Eminim sen bir kıza hiç omlet yapmamışsındır, değil mi Antonio? | Open Subtitles | أراهن أنك لم تجعل أي فتاة سعيدة صحيح يا أنطونيو ؟ |
Eminim ölü bir küçük çocuğun nabzını kontrol etmek zorunda hiç kalmadın. | Open Subtitles | سوف أراهن أنك لم تكن تعرف عن اخذ النبض القليل لطفل ميت |
Eminim çok daha şık ve seçkin bir grup düşündünüz. | TED | أراهن أنك تصورت مشهداً بحشد من الناس اكثر أناقة و لباقة. |
Seni tanımıyorun ama Eminim hayatında hiç bu kadar yanılmamışsındır. | Open Subtitles | حسناً , أنا لا أعرفك، لكنني أراهن أنك لم تكن مخطئاً طوال حياتك مثلما أنت الآن. |
Eminim senin için daima ilk ayrılışın gibidir, Doktor. | Open Subtitles | أراهن أنك تكون دائماً أول . من يرحل يا دكتور |
Beni tanımıyorsun. Eminim bir ailem olduğunu da bilmiyorsundur. | Open Subtitles | أنت لا ترى و لا تهتم بما لدي أراهن أنك لا تعرف أن لدي عائلة |
Eminim o büyük masanın arkasında gerçek bir katilsindir. | Open Subtitles | ياللهول، أراهن أنك قاتل حقيقي خلف ذلك المكتب الكبير الخاص بك. |
Anladığım kadarıyla sevmiyorsun. Eminim bir golf adamısındır, değil mi? | Open Subtitles | أستطيع القول بمجرد تعابير وجهك أراهن أنك لاعب غولف، أليس كذلك؟ |
Eminim teneffüste sigara içmeyi düşünüyorsun. | Open Subtitles | أراهن أنك بالفعل تفكر بالتدخين فى الأستراحة. |
Eminim portatif bir pikaptır. | Open Subtitles | أراهن أنك تحملين معك مسجل الرحلات الصغير؟ |
Bahse girerim, en kötü gününde bile Diğerlerinden iki kat daha meleksindir. | Open Subtitles | أراهن أنك في أسوأ حالاتك أفضل من أي ملاك من الملائكة الأخرى |
-Haydi, eğlenceli olur. Hem Bahse girerim, bu konuda iyisindir. | Open Subtitles | هيا ، سوف يكون ممتعاً أراهن أنك جيد في ذلك |
Bahse girerim, kalabalıkların karşısına tek başına çıkmakta zorlanıyorsundur öyle değil mi? | Open Subtitles | أراهن أنك واجهتي وقتاً عصيب في دخولك لغرفه مليئه بالناس بنفسك، صحيح؟ |
İddiaya girerim bir çok gece... ..eve eşine gidemedin. | Open Subtitles | أراهن أنك قضيت ليال كثيرة هناك ولم تعد إلى زوجتك ؟ |
Kesin bir şey unuttunuz. Ben hem unuturum. | Open Subtitles | أراهن أنك قد نسيت شيئاً دائما ما يحدث معى ذلك |
İddiaya varım kediyi evin çatısından uzağa fırlatamazsın. | Open Subtitles | أراهن أنك لا تستطيعين إلقاء قطة فوق المنزل |
Evet, Bahse varım ki sen de nakirin olsun isterdin. | Open Subtitles | نعم, أراهن أنك تتمنى سكينة " ناكيري ", رغم ذلك |