Şimdi özgür olmak ve uygun gördüğüm şekilde yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد اتخاذ قراراتي بنفسي منذ الآن سأفعل ما أراه مناسباً |
Elimdeki kaynakları uygun gördüğüm şekilde kullanabilirim, Ve bu davaya yüksek öncelik veriyorum. | Open Subtitles | أستطيع تخصيص قواتي في أي مكان أراه مناسباً وأنا اعتبر هذه القضية من أقصى اهتماماتي |
Jeffersonian Kongredeki arkadaşlarımıza değerini kanıtlamak için her fırsatı değerlendirmelidir, ki bu da, sizi uygun gördüğüm her yere kiralayabilirim anlamına geliyor, özellikle de federal kurumlara. | Open Subtitles | يجب على مركز جيفرسونين أن ينتهز أية فرصة ليثبت بأننا جديرون بالاحترام من قبل أصدقاءنا في الكونغرس و هذا يعني بأنني سأقرض بقدر ما أراه مناسباً |
O benim oğlum. Nasıl uygun görürsem öyle cezalandırırım onu. | Open Subtitles | إنّه ابني وسوف أتعامل معه كما أراه مناسباً |
Neyi uygun görürsem, onu yaparım. | Open Subtitles | سأفعل ما أراه مناسباً |
Sen bana katılıncaya kadar, onları uygun gördüğüm gibi yöneteceğim. | Open Subtitles | سأحكمهم كما أراه مناسباً لهم ، حتى تنضم إليّ |
uygun gördüğüm şekilde Burroughs ile ilgilenmeme izin verdi. | Open Subtitles | لقد منحني السلطة للتعامل مع بوروز كما أراه مناسباً |
uygun gördüğüm şekilde konuşacağım. | Open Subtitles | سوف أعالج المسألة بالشكل الذي أراه مناسباً |
Bu tanıkları, uygun gördüğüm sırayla çağıracağım, bu nedenle de, Jackie Lemancyzk ile başlamak istiyorum. | Open Subtitles | و سوف أستدعي الشهود بالترتيب الذي أراه مناسباً لذا , أود أن أبدأ ب(جاكي ليمانسكي)ِ |
Anlaşmamızın bozulduğunu telakki ediyorum, Leydi Dedlock, ve uygun gördüğüm eylemi gerçekleştirme hakkına sahibim. | Open Subtitles | أعتبر أن إتفاقنا ملغي، سيدة (ديدلوك)، وأحتفظ بحق إتخاذ أي إجراء أراه مناسباً |
Fakat benimkilerle nasıl uygun görürsem öyle toplantı yaparım. | Open Subtitles | كما أراه مناسباً |