| Bu senin için birsey ifade etmiyor fakat... bunu sadece bilmeni istedim. | Open Subtitles | قد لا يعني ذلك أيّ شيء لكنني أردتك أن تعرف بأيّة حال |
| Tamam, sadece en yüksek skoru senin yaptığını bilmeni istedim. | Open Subtitles | حسنا أردتك أن تعرف بأنه نقاطك هي الأعلى على اللائحة |
| Orada tam senin yaşındayım. Bu yüzden bunu sana vermek istedim. | Open Subtitles | ولاحظت أنّي وقتها كنت بمثل عمركِ لذا أردتك أن تكون معكِ |
| sorun ne tatlım bunları yapmak için senden yardım istemiştim | Open Subtitles | ما خطبكِ يا عزيزتي؟ أردتك أن تساعدني بإقناعهم على البقاء |
| Fakat seni burada gerçekten istediğim anlar olmadı anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | ولكن ذلك لا ينفي أنني حقاً أردتك هنا في بعض اللحظات. |
| Bana dönmeni istiyordum, bu kez seni mutlu edebileceğimi sandım. | Open Subtitles | أردتك أن تعودي لي واعتقدت فعلاً أنني استطيع اسعادك الآن |
| Ben sadece bu tip şeylerde nasıl hissettiğimi anlamanızı isterim. | Open Subtitles | إننى فقط قد أردتك أن تفهم شعورى تجاه هذه الأشياء |
| Sadece bilmenizi istedim, eğer rolü alırsam bu sizin sayenizde olacak. | Open Subtitles | أردتك فقط أن تعلم إذا حصلت على الدور، فالسبب يعود إليك. |
| Ne kaçırdığını görmeni istedim böylece bir dahaki sefere başına ne geleceğini bileceksin. | Open Subtitles | أردتك فقط أن ترى هذا لكي تعرف ما يفوتك لكي تتعلم في المستقبل |
| Sadece burada neden bulunduğumu bildiğimi bilmenizi istedim. | Open Subtitles | أردتك فقط أن تعلم بأنّ مثل هذه الأسرار لا تخفى عليّ |
| Bak, kimse seni sırtından vuramayacak. Sadece bunu bilmeni istedim. | Open Subtitles | اسمع ، لن يطلق أحد عليك النار من الخلف ، أردتك أن تعرف هذا |
| Sadece bilmenizi istedim ki Josh iyi, birşeyi yok yani. | Open Subtitles | فقط أردتك أن تعرفي أن .. أمم زز جوش بخير .. أعني أنه بخير |
| Seni bekliyordum teğmen. Bunu görmeni istedim. | Open Subtitles | لقد كنت أنتظرك حضرة الضابط أردتك أن ترى هذا |
| Sadece Kleinfeld konusunda haklı olduğunu söylemek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتك أن تعرفي أنك كنت محقّة بشأن كلاينفيلد |
| Beysbolu sevmeni istedim. Noel'de sana sopa, eldiven, ne gerekiyorsa almak istedim. | Open Subtitles | أردتك أن تحب البيسبول وأحضرت مضرب وقفاز وكل شيء |
| Bunun kararını senin vermeni istedim. | Open Subtitles | أردتك أيضاً بأنّ تقرري ..كان كل هذابارادتك،. |
| Sadece dışarıda olanları görmeni istedim. | Open Subtitles | سوف أعطيك عمل بنفسى. أنا فقط أردتك أن ترى ماذا هنالك |
| Buraya geldim çünkü bana inanmanı istemiştim, sen de inandın. | Open Subtitles | حسناً، جئت إلى هنا أنني أردتك أن تصدقيني، وقد فعلت |
| Sana silah doğrulttuğum için özür dilerim. Beklemeni istemiştim sadece. | Open Subtitles | آسفة أنّي صوّبت مسدسي نحوك لقد أردتك أن تنتظري فحسب |
| Benim istediğim şekilde oy verdiğin belli oldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما صوّتّ،هو كان واضح صوّتّت بالطريقه التي أردتك أن تصوّت بها. |
| İyi bir iş çıkarmanı istiyordum. Yaptığın işten gurur duymanı, bir erkek olmanı istiyordum. | Open Subtitles | أردتك أن تقوم بعمل جيد أخفر بعملك أن تكون رجلاً |
| Bilmeni isterim ki geçen gün restoranda yaptığın şey hiç hoş değildi. | Open Subtitles | أردتك أن تعرف أن ما فعلته في المطعم ذلك اليوم ليس مقبولاً |
| Yani, ölmeni isteseydim, ölürdün. | Open Subtitles | ما يعني أنني إذا أردتك ميتة فكنتستكونينكذلك. |
| Bunu senin de duymanı neden istediğimi görüyorsun, Sam. | Open Subtitles | الآن يمكنك أن ترى لماذا أردتك أن تسمع ذلك يا سام |
| Yani eğer ben olsaydım bilemiyorum, beni hazırlıksız yakalamanı isterdim çok güzel bir öpücükle. | Open Subtitles | أعني إذا كان الأمر بيدي لكنت أردتك أن تفعل مثلا أن تفاجئني مثلا بقبلة جيدة |
| Çeneni kapamanı her istediğimde kafanı kırsam hoşuna gider mi? | Open Subtitles | ما رأيك إن حطمت وجهك كلما أردتك أن تخرس؟ |