Restoranda ne kadar üzgün olduğunu görünce gidip konuşmak istedim. | Open Subtitles | حسنا، أردت أن أتحدث معها بعد رؤية ضيقك في المطعم |
Ortak noktalarımızdan konuşmak istedim. | TED | أردت أن أتحدث عن الطريقة التي كنا مترابطتين بها. |
Seninle konuşmak istedim... ama benden kaçtığını anlıyorum. | Open Subtitles | لقد أردت أن أتحدث معك ولكن من الواضح أنك تتجنيننى |
- Aslında ben de seninle bunu konuşmak istiyordum. - Sümüklüböcekleri mi? | Open Subtitles | في الواقع , لقد أردت أن أتحدث إليكِ بشأن ذلك الحلزون ؟ |
Seninle kıyıdaki proje ile ilgili konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | أسمع لقد أردت أن أتحدث أليك عن مشروع الماء , حسناً ؟ |
Ben sadece onunla konuşmak istemiştim ama bazen ne kadar öfkeli biri olabileceğini sen de biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أردت أن أتحدث إليه فحسب ولكنك تعرفين كم هو وغد سريع الغضب |
Evet. Konuşacak hiçbir şeyimiz olmadığına dair konuşmak istedim. | Open Subtitles | أجل، أردت أن أتحدث عن أننا لا نجد ما نتحدث عنه |
Bilgileri kiminle paylaştığını sormak için konuşmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أتحدث معه حول مع من تشارك بالمعلومات. |
Aslında cumartesi gecesi olanlar hakkında sizinle konuşmak istedim. | Open Subtitles | بالواقع، أردت أن أتحدث معك عن ليلة السبت |
Sadece çok heyecanlıyım ve seninle uzun süre konuşmak istedim. | Open Subtitles | يا إلهي، أنا فقط متوتر جدّاً و أردت أن أتحدث إليكِ منذ وقت طويل |
Ama, dinle Sue, seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | ولكن، اه، الاستماع، سو، أردت أن أتحدث إليكم. |
İşte bu yüzden konuşmak istedim ki işleri yoluna koyalım. | Open Subtitles | لهذا أردت أن أتحدث كي نتمكن من حل الأمور. |
Başbakanlık seçimleri hakkında konuşmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أتحدث إليكم حول الانتخابات الرئاسية. |
Sizinle konuşmak istedim çünkü her ne kadar başka bir yolla yapmanız gerekse de geçen gün kibar davranmayarak bazı ilginç noktalara değindiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | السبب الذي أردت أن أتحدث إليكم هو لأنه بالرغم الأمر قد عرض بطريقة غير لطيفة |
Yani şimdilik sorun yok. Ama işlerin geleceği yer hakkında konuşmak istedim. | Open Subtitles | نعم، لا بأس بذلك الآن لكنني أردت أن أتحدث إليك عن مصدر ذلك |
Daha önce de konuşmak istedim, ama ortadan kayboldun. | Open Subtitles | أردت أن أتحدث إليكِ في وقت سابق، ولكنكِ اختفتِ |
Yürürlüğe girmeden önce bunu seninle konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أتحدث معك بهذا الشأن قبل تنفيذه لم أعتقد أن هذا سيحدث بسرعة هكذا |
Seni burada görmeyi beklemiyordum ama seninle konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أراك هنا ولكن ، أردت أن أتحدث معك |
Önemli değil. Ben de seninle konuşmak istiyordum aslında. | Open Subtitles | لا بأس ، في الحقيقة لقد أردت أن أتحدث معكِ |
Seninle konuşmak istemiştim... | Open Subtitles | أردت أن أتحدث اليك لم أقصد كسرها |
Alabileceğim her türlü yardıma ihtiyacım var. Seninle konuşmak istediğim konu da bu. | Open Subtitles | أنا أحتج كل المساعدات الممكنة لهذا أردت أن أتحدث إليك |