| Bu iki yılı bir zayıflama programı olarak düşünmek istiyorum. | TED | أرغبُ في التفكير حول هذين العامين مثل برنامج انقاص الوزن |
| Hemen o uçağı serbest bırakmalarını emretmeni istiyorum. - Ne? | Open Subtitles | أرغبُ أن تأمرهم بتحرير تلك الطائرة من قبضتهم على الفور |
| Çünkü bugün sizlerle bilimden bir şey paylaşmak istiyorum, bu pek çok şey hakkında düşünce şeklimi değiştirdi, duygusal beynimizdeki nörotransmiterlerin davranışından kişiler arası ilişkilerimizin dinamiklerine, | TED | لأنني أرغبُ مشاركتم اليوم في معلومات علمية والتي غيرت تفكيري بشأن كل شيء. من ردة فعل الناقلات العصبية في أدمغتنا العاطفية إلى القوى المحركة لعلاقاتنا الشخصية. |
| Çok isterdim ama kızımın alerjisi var. | Open Subtitles | لكم أرغبُ بذلكـ ولكنَّ إبنتي تعاني من الحساسية ضدهم |
| Adamı pencereye geri itmek isterdim. | Open Subtitles | لقد كان إنقاذاً رائعاً لكم أرغبُ بأن أزُجُ بالزوجِ بداخلَ تلكـَ النافذة |
| Şüpheleri gidermek adına bir şeyler söylemek isterim. | Open Subtitles | أرغبُ بقضاءِ لحظةٍ لتصفيّة الجوّ |
| Biraz konuşuyoruz ama bunun onu incitmesini istemem. | Open Subtitles | ولكنَّني لا أرغبُ في أن أتسببَ بجرحه وجرح مشاعره بسببِ هذا |
| Size ikinci bir örnek vermek istiyorum: internet tacizi. | TED | أرغبُ في إعطائكم مثالًا آخر: التحرش عبر الإنترنت. |
| Geriye dönmek ve negatif emisyon kavramını gündeme getirmek istiyorum. | TED | أرغبُ في العودة إلى الوراء، وأرغبُ في طرح مفهوم الانبعاثات السلبيّة مرة أخرى. |
| Size şizofreninin genetiği hakkında yaptığımız keşfin kısa bir hikayesini anlatmak istiyorum. | TED | أرغبُ في إخباركم قصة قصيرة حول الاكتشاف الذي حققناه مؤخرا عن جينات انفصام الشخصية. |
| Bunu anlamak için röportaj yaptığım en yoğun insanlardan birinin dilini kullanmak istiyorum. | TED | للوصول إلى ذلك، أرغبُ في استخدام لغة إحدى أكثر النساء انشغالًا من اللواتي قابلتهن. |
| Yine de, iyi niyet istenmeyen sonuçlar doğurabilir ve bu hikâyelerin göründükleri kadar büyülü olmadıklarını söylemek istiyorum. | TED | مع ذلك، يمكنُ أن يكون للنوايا الحسنة عواقب غير مقصودة، ولذلك، أرغبُ في أن أشير إلى تلك القصص التي ليست سحرية كما تبدو، |
| Size tanıdığım bazı bilge çocukları tanıtmak istiyorum ama önce, bir deveyi tanıtayım. | TED | أرغبُ أن أقدم لكم بعض الأطفال الحكماء جدًا الذين عرفتهم ولكن في البداية أود أن أعرفكم على الجمل. |
| Bugün kelimelerin manasını, onları nasıl tanımladığımızı ve kelimelerin sanki öç alır gibi bizi nasıl tanımladıkları hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أرغبُ اليوم في التحدث عن معنى الكلمات، كيف نعّرفها، وكيف أنها، كانتقام غالبًا، تُعرِّفنا. |
| Size palyatif bakım doktoru olarak çalıştığım sıralarda başıma gelen en utanç verici olaydan bahsetmek istiyorum. | TED | أرغبُ في الحديث إليكم عن أكثر أمر محرج حدث لي في سنوات عملي كطبيب رعاية تلطيفية |
| Öğleden sonrayı seninle geçirmek isterdim. | Open Subtitles | أمم ، أرغبُ في قضاء فترة الظهر معكِ |
| Bende onunla konuşmak isterdim. | Open Subtitles | أرغبُ في التكلّم معها أنا أيضاً |
| Üzgünüm, size yardımcı olmak isterdim Bayan Hooper ama size bu bilgiyi verme iznim maalesef yok. | Open Subtitles | آسفة، أرغبُ فعلاً بمساعدتكِ يا آنسة (كوني) لكن غيرُ مسموحٍ لي بإعطائك تلك المعلومات |
| Tabii ki bana gitmemizi isterim ama hemen yemekten sonra. | Open Subtitles | ... أنا أرغبُ بالعودة لِمكاني بعد أن نأكل فحسب ... إنّه يوم الثّلاثاء أخيراً |
| Bu akşam bir film izlemek isterim. | Open Subtitles | أرغبُ في مشاهدة فلمٍ اللّيلة |
| Evet, evet, isterim. Çok iyi! | Open Subtitles | أجل، أجل، أرغبُ بذلك. |
| Seni yenince ağlamanı izlemek istemem. | Open Subtitles | فلا أرغبُ برؤيتُكَـ باكياً عندما أركلُ مؤخرتُكَـ |