Kendimi bir işe, istemediğim ve bir çıkış yolu da bulamadığım bir hayata hapsettim. | Open Subtitles | كنت محاصراً في عمل حياة لم أرغب بها لكنني لا أرى أي مخرج منها |
İstemediğim bir hayatı yaşıyordum ve tam olarak ne istediğime karar verene kadar bu numara hayatı sürmek sanırım o kadar fena değil. | Open Subtitles | أظن أن هنالك حياة كنت أعيشها ولم أرغب بها. وحتى أعرف تماماً ما أريد... أظن أن هذه الحياة البديلة، ليست سيئة جداً. |
Hiç istemediğim kız kardeşim gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الأخت الصغرى التي لم أرغب بها |
Demek istediğim, üç senedir Elliot'un peşinden koşuyorum, ama şimdi onu istemiyorum! | Open Subtitles | لقد طاردت (إليوت) ثلاثة سنوات ، والآن لا أرغب بها |
Ve artık onu istemiyorum, anladın mı? | Open Subtitles | والآن لم أعد أرغب بها, أتفهم؟ |