Çünkü ona kapana kısılmış ruhlar olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لأنك أخبرتها بأن هناك أرواحاً معلقة هناك |
Reenkarnasyona inananlar arasındaki bir teoriye göre bazı ruhlar nesiller arası... | Open Subtitles | ثمة نظرية تنتشر بين من يعتقدون في التناسخ تقول بأن أرواحاً معينة يمكنها اختيار الارتحال معاً |
Elinizde olanlarla çalışıp hayatlar kurtardınız. | Open Subtitles | فقد عملت بالذي تملكه ، وأنقذتَ أرواحاً |
- Biliyorum tehlikede olan hayatlar var. | Open Subtitles | أعلم أنّ هناك أرواحاً على المحك. |
Yama iyi kötü ayrımı yapmaz. O sadece ruhları ister. | Open Subtitles | ياما, لايهتم بطيب أو شرير إنه يريد أرواحاً فقط |
O küçük uçağını her uçuruşunda kaza yapmayarak Hayat kurtarıyor. | Open Subtitles | حسناً، بكل مرة يحلق بطائرته الصغيرة ينقذ أرواحاً بعدم تحطيمها |
Evet. Yapmalıydım, hayatları kurtarmak için. | Open Subtitles | اجل، يجب علي ذلك ، لكي أنقذ أرواحاً |
Sonuçta kötü ruhlar avcı gelene kadar... | Open Subtitles | إنهم يعتبروا أرواحاً شريرة، حتى يأتي صياد ويقضي عليهم |
Kötü ruhlar yaptı. Seni ele geçirmişlerdi. | Open Subtitles | لقد كانت أرواحاً شريرة تعمل من خلالك |
Üzerimizde bu kayıp ruhlar varmış ve onlardan kurtulmalıymışız. | Open Subtitles | وأن هُناك أرواحاً هائمة تُحيط بنا من كل جانب, وأن علينا أن نتخلّص منها, وأنا أقول... |
Haham Nachman, Uman katliamında ölen Yahudilerin kayıp ruhlar olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | ظن الموقر (ناخمان) أن الضحايا الأجانب لمجزرة (أومان) كانت أرواحاً تائهة |
Eski Mısır kralı Thutmose III'ün günlükleri, “günlük olarak doğum yapan” muhteşem bir yabancı kuşu tanımladı. Zerdüştler onları, çığlıkları karanlık ve aydınlık arasındaki kozmik mücadeleyi anlatan ruhlar olarak gördüler. | TED | تصف يوميات الملك المصري القديم تحتمس الثالث أحد الطيور الرائعة الأجنبيّة بأنّه "يلد بشكل يومي" بينما يعتبرهم الزرادشتيون أرواحاً يدلُّ صراخها على الصراع الكوني المتأصل بين الظلام والنور. |
Başka türlü kurtarılamayan hayatlar kurtaracağım. | Open Subtitles | سوف أنقذ أرواحاً كانت ستفقد |
hayatlar kaybedilebilir. | Open Subtitles | كانت ستضيع أرواحاً كثيرة |
Bu işleri hayatlar kurtarmak için yapmadım ama yaptığım şey, hayatlar kurtarmak oldu. | Open Subtitles | "لم أقم بذلك لإنقاذ الأرواح..." "ولكنني أنقذت أرواحاً بالفعل" |
Hayatıma bir bak, dandik bir indirim mağazasında çalışıyorum kötü ruhları çağıran bir kitabım var ama tüm bunlar olmadan önce bir geleceğim vardı. | Open Subtitles | أعني، انظري لحياتي أعمل في متجر رديء ولدي كتاب يستدعي أرواحاً شريرة ولكن تعلمين، قبل حدوث كل هذا |
Cehennem Köpeği'nin yemeği ol ya da benim için ruhları topla. | Open Subtitles | إما أن أستدعي "كلاب الجحيم" لقلته او أن يحصد أرواحاً ليْ |
İnsanların ruhları olduğuna inanırım. | Open Subtitles | أؤمن بأننا نحن البشر نملك أرواحاً |
Ve benim varlığım, size göre anlamsız ve akıl almaz olmakla birlikte, Hayat kurtarıyor! | Open Subtitles | و وجودي رغم غرابته بالنسبة لك ينقذ أرواحاً |
Etikleri de pek taktığı söylenemez ama bu durumun sonuçları hiç de kötü değil. Yüzlerce Hayat kurtardı. | Open Subtitles | و ربما عليه إعادة قراءة القوانين الأخلاقية لكن هذا يناسبة، أنقذ أرواحاً كثيرة |
O zaman savaştaydı. Yaptıgı şey ile hayatları kurtarıyordu. | Open Subtitles | كان تلك حرباً, أفعله كانت تنقذ أرواحاً |