Düşünün ki bir insanı rahat bırakıyorum, tutuklamıyorum, Rahatsız etmiyorum ancak her şeyi bildiğimden haberi olmasını sağlıyorum... | Open Subtitles | وفي حالات أن يكون المتهم مختلفا أدعه وحيدا, لا أعتقله ولا أزعجه لكني أدعه يشك بأني أعرف كل شيء |
Ben, evet, o, anlamına ama Rahatsız edilmek istemeyen. | Open Subtitles | أعني ، أجل ، هو في الداخل لكنه طلب مني أن لا أزعجه |
Baya Fuller şu anda toplantıda ve onu Rahatsız edemem. | Open Subtitles | و ليس مسموحاً لي أن أزعجه - حسناً سأنتظر - |
Bu onu üzdü mü, başka adamlarla konuşmanız? | Open Subtitles | - رجل؟ هل أزعجه انك تكلمتي مع رجل آخر ؟ |
Bu onu üzdü mü, başka adamlarla konuşmanız? | Open Subtitles | - رجل؟ هل أزعجه انك تكلمتي مع رجل آخر ؟ |
- Louis onun arkadaşı Walt ve ortadan kaybolman onu oldukça üzdü. | Open Subtitles | -لويس)، يُعتبر صديقاً له يا (والت) ) و إختفائكَ أزعجه |
Şey, evet, teknik olarak burada ama Rahatsız edilmemesi konusunda kesin emir verdi. | Open Subtitles | حسناً, نعم تقنياً موجود, لكنني أُعطيت أوامر صارمة بأن لا أزعجه |
Bir kitap bitiriyordu. Bir otele kayıt yaptırdı, onu Rahatsız etmiyordum. | Open Subtitles | كان على وشك الإنتهاء من كتاب قام بالحجز في أحد الفنادق حتى لا أزعجه |
Uçağım biraz erken indi ben de bir taksiye bindim. Onu Rahatsız etmek istemedim. | Open Subtitles | وأستقليّت سيارة أجره الى هنا , لم أشأ أن أزعجه |
Doğrusu, satıldığımda galiba benim kadar o da Rahatsız oldu. | Open Subtitles | لأكون صريحاً، عندما تم مُبادلتي أعتقد أن الأمر أزعجه مثلما حدث لي. |
Hayır, muhtemelen kendini banyoya kilitlemiş başını dizlerinin arasına almış oturuyordur. Rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | كلا، على الأرجح أنّه حجز نفسه في الحمام واضعاً رأسه بين ركبتيه، لن أزعجه. |
Onu çok Rahatsız eden bir şeydi. | Open Subtitles | لقد ذكر لي ذلك فقد أزعجه ذلك كثيراً |
Eğer silahlı bir timle karşılaşırsa, Rahatsız olabilir. | Open Subtitles | سيكون مستاءً للغاية إنْ أزعجه فريق خارجيّ مدجج بالسلاح . |
- Bundan Rahatsız olduğunu sanmam. - Ne demek bu? | Open Subtitles | - لا أظن أن ذلك قد أزعجه كثيراً ماذا تعني ؟ |
Aslında Başkan Rahatsız edilmemek istedi. | Open Subtitles | فى الواقع, الرئيس طلب ألا أزعجه |