Size şu çok güçlü 4 köşe taşını, temeli önermek istiyorum ki eğer dünyayı değişterecek güçte bir konuşma yapabilmek istiyorsak bunların üzerinde durabiliiz. | TED | أود أن أقترح أربع أساسات أو أركان قوية جداً والإتكال عليها إذا أردنا لحديتنا أن يكون قويا ونغير به العالم |
Fabrikanın temeli atılırken dökülen çimentonun içine. | Open Subtitles | فى الأسمنت عندما صبوا أساسات شركة الكيماويات النباتية |
Bayan Renziger'in hesabında kalanların yanında sarsılmalar, titreşen ışıklar hepsi birisinin Bayan Renziger'in evinin temeli yanında kazı yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | الاهتزازت، الأضوية الوامضة، كلها تشير إلى أن شخصاً ما كان يستخدم أدوات حفر قرب أساسات منزلها |
Röportajda, 23 probleminin hepsinin yakında çözüleceğinin ve matematiğin sarsılmaz ve mantıksal temeller üzerine kuralacağından süphesinin olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | فيها، لم يرتب قط أن جميع مسائله الـ 23 ستُحل قريباً وأن الرياضيات ستستند في النهاية على أساسات منطقية راسخة. |
O ihtiyar piç için yeni temeller kazdım ama tek kuruş almadım. | Open Subtitles | لقد حفرت أساسات جديدة لهذا العجوز اللعين ولم أحصل علي قرشاً |
Bu arada, kurtulmak için bir sal yapıyordun. | Open Subtitles | طوال هذه المدة كنتي تبنين أساسات الحياة |
Maddeyi çıkardıktan sonra şehrin temeli zayıflamaya devam edecek. | Open Subtitles | حالما نأخذ الترياق، ستستمر أساسات المدينة بالضعضعة. |
Sağlam kirişleri, sağlam temeli var. | Open Subtitles | أعمدة جيدة و أساسات قوية |
Bankalar tünellere dayanıklıdır. Çelik temeller. | Open Subtitles | المصرّف محصّن عن ذلك، أساسات فولاذيّة |
Başka bir sal inşa et, onları yükle onları geri getir, günler alacak. | Open Subtitles | بناء أساسات أخرى، الحصول عليها تحميلها على... ... اعادتهم ذلك هو يوم اتخاذ ستعمل. |