Başıma hak etmediğim bir güzellik geldiği için az daha ölüyordum. | Open Subtitles | كنت سأموت بسبب شىء جيد حدث لى و لم أكن أستحقه |
Bu turnuvayı kazandığım zaman gerçek kimliğimi açıklayacak, hak ettiğim saygıyı elde edeceğim. | Open Subtitles | عندما أفوز بهذه البطوبة سوف أكشف هويتي الحقيقية للحصول على الشرف الذي أستحقه |
Hayatta sahip olduğum yer, hak ettiğimden daha iyidir. | Open Subtitles | المكان الذي أملكه في هذه الحياة أفضل من المكان الذي أستحقه |
Bana layık olduğumdan fazla nazik davranıyorsunuz. | Open Subtitles | نعم ! كلماتك الرحيمة أكثر مما أستحقه أنا |
- Paraları olmadığını iddia ediyorlar. - Ben hakettiğim kadarını istiyorum. | Open Subtitles | ـ يدعون أنه ليس بحوذتهم أى أموال ـ أريد ما أستحقه |
Sadece hakettiğimi ve geleneksel olanı istiyorum. | Open Subtitles | ببساطة أن أطلب بما أستحقه وبما هو تقليدي |
Hayatım boyunca arkadaşım olmaya çalışan tek kişiydi hak etmediğim halde bile benim için zahmete katlandı ve ben onu kazıkladım. | Open Subtitles | هناك شخص واح , حاول أن يكون صديقى الذى ابتعد عن طريقها عندما اكتشفت اننى لا أستحقه |
Ve beni istediğim, hak ettiğim, bu ailenin ihtiyacı olan bir şey için görmezden gelip birdenbire il... ilgili baba oluyorsun! | Open Subtitles | على الرغم من ذلك إذا كان هذا الشيء فيه مماتي في سبيل شيء أريده شيء أستحقه شيء تحتاجه هذه العائلة فجاءه... |
hak etmediğim halde beni ameliyata sokamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تسألني أن أشترك في شئ ان لم أستحقه |
O öldüğünde..bunu hak etti..hak etti diye sevinmiştim | Open Subtitles | وحينما لقي حتفه علمت أنني سألحق به وكنت أدري أن هذا ما أستحقه هذا ما أستحقه |
Keşke ona daha çok benziyor olsaydım. O, eşini hak ediyor; bense etmiyorum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن أشبهها أكثر و أكثر إنها تستحق زوجها، و أنا لا أستحقه |
Yanına gelmeme izin vermeyeceğini biliyorum ve bunu kesinlikle hak ettim ama bana gücenmiş de olsan ben ne kadar seni kırmış da olsam hala annenim ve her zaman annen olarak kalacağım. | Open Subtitles | أنتِ سوف لن تتركيني آتي إليكِ، وذلك ما قد أستحقه ومع ذلك أنتِ مستاءة منّي |
Bence yönetici pozisyonunu benden daha çok hak ediyorsun. | Open Subtitles | أظن أنك بالتأكيد تستحق منصب المدير أكثر مما أستحقه أنا |
Beni dinlediğinizden ve hak ettiğim saygıyı gösterdiğinizden emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يريدُ أنّ يتأكد بأنّ الجميع يستمعُ إليّ. وأنّ تقدموا ليّ الإحترام الذي أستحقه. |
Sizden beni affetmenizi istemiyorum çünkü bunu hak etmiyorum. | Open Subtitles | لا أسعى لأحصل على غفرانكم، إذ لا أستحقه. |
Çok da üzülüyorum, çünkü onun için yeterince iyi değilim ve onu hak etmiyorum. | Open Subtitles | و أنا حزينة للغاية لأنني لست جيدةً كفاية من أجله و أنا لا أستحقه |
Bir kere kafesinden sertçe aldım. hak ettim yani. | Open Subtitles | ليس مرةً واحدة , أخرجتها من قفص عنيف , أنا أستحقه |
Mesela öncelikle hak ettiğim saygıyı görmek isterim. | Open Subtitles | في البداية، أوّد أن تظهري ليّ الاحترام الذي أستحقه |
Bana layık olduğumdan fazla nazik davranıyorsunuz. | Open Subtitles | نعم ! كلماتك الرحيمة أكثر مما أستحقه أنا |
Öldür beni, vur, tek hakettiğim bu. | Open Subtitles | أقتلني أطلق الرصاص علي هذا ما أستحقه |
İstediğimi almış olmayabilirim, ...ama kesinlikle hakettiğimi buldum. | Open Subtitles | أقصد أنا قد لا أكون حصلت على ما أردت ، لكنني بالتأكيد حصلت على ما أستحقه |
Yeni aldım. Hadi ama, hakettim bunu! | Open Subtitles | اشتريته للتو هيّا، اليوم أنا أستحقه |
Benim hakkımda ne düşünüyorsan, hakediyorum. | Open Subtitles | . أيّاً كان ماتعتقده بشأني، أستحقه |
Dayanabilirim. Hakkediyorum. | Open Subtitles | أستطيع التحمل, أنا أستحقه |
Onu kazanmak için ömrümü verdim. | Open Subtitles | لقد قضيت حياتي أستحقه |