"أستحقه" - Translation from Arabic to Turkish

    • hak
        
    • layık
        
    • hakettiğim
        
    • hakettiğimi
        
    • hakettim
        
    • hakediyorum
        
    • Hakkediyorum
        
    • Onu kazanmak
        
    Başıma hak etmediğim bir güzellik geldiği için az daha ölüyordum. Open Subtitles كنت سأموت بسبب شىء جيد حدث لى و لم أكن أستحقه
    Bu turnuvayı kazandığım zaman gerçek kimliğimi açıklayacak, hak ettiğim saygıyı elde edeceğim. Open Subtitles عندما أفوز بهذه البطوبة سوف أكشف هويتي الحقيقية للحصول على الشرف الذي أستحقه
    Hayatta sahip olduğum yer, hak ettiğimden daha iyidir. Open Subtitles المكان الذي أملكه في هذه الحياة أفضل من المكان الذي أستحقه
    Bana layık olduğumdan fazla nazik davranıyorsunuz. Open Subtitles نعم ! كلماتك الرحيمة أكثر مما أستحقه أنا
    - Paraları olmadığını iddia ediyorlar. - Ben hakettiğim kadarını istiyorum. Open Subtitles ـ يدعون أنه ليس بحوذتهم أى أموال ـ أريد ما أستحقه
    Sadece hakettiğimi ve geleneksel olanı istiyorum. Open Subtitles ببساطة أن أطلب بما أستحقه وبما هو تقليدي
    Hayatım boyunca arkadaşım olmaya çalışan tek kişiydi hak etmediğim halde bile benim için zahmete katlandı ve ben onu kazıkladım. Open Subtitles هناك شخص واح , حاول أن يكون صديقى الذى ابتعد عن طريقها عندما اكتشفت اننى لا أستحقه
    Ve beni istediğim, hak ettiğim, bu ailenin ihtiyacı olan bir şey için görmezden gelip birdenbire il... ilgili baba oluyorsun! Open Subtitles على الرغم من ذلك إذا كان هذا الشيء فيه مماتي في سبيل شيء أريده شيء أستحقه شيء تحتاجه هذه العائلة فجاءه...
    hak etmediğim halde beni ameliyata sokamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تسألني أن أشترك في شئ ان لم أستحقه
    O öldüğünde..bunu hak etti..hak etti diye sevinmiştim Open Subtitles وحينما لقي حتفه علمت أنني سألحق به وكنت أدري أن هذا ما أستحقه هذا ما أستحقه
    Keşke ona daha çok benziyor olsaydım. O, eşini hak ediyor; bense etmiyorum. Open Subtitles كنت أتمنى أن أشبهها أكثر و أكثر إنها تستحق زوجها، و أنا لا أستحقه
    Yanına gelmeme izin vermeyeceğini biliyorum ve bunu kesinlikle hak ettim ama bana gücenmiş de olsan ben ne kadar seni kırmış da olsam hala annenim ve her zaman annen olarak kalacağım. Open Subtitles أنتِ سوف لن تتركيني آتي إليكِ، وذلك ما قد أستحقه ومع ذلك أنتِ مستاءة منّي
    Bence yönetici pozisyonunu benden daha çok hak ediyorsun. Open Subtitles أظن أنك بالتأكيد تستحق منصب المدير أكثر مما أستحقه أنا
    Beni dinlediğinizden ve hak ettiğim saygıyı gösterdiğinizden emin olduğunu söyledi. Open Subtitles يريدُ أنّ يتأكد بأنّ الجميع يستمعُ إليّ. وأنّ تقدموا ليّ الإحترام الذي أستحقه.
    Sizden beni affetmenizi istemiyorum çünkü bunu hak etmiyorum. Open Subtitles لا أسعى لأحصل على غفرانكم، إذ لا أستحقه.
    Çok da üzülüyorum, çünkü onun için yeterince iyi değilim ve onu hak etmiyorum. Open Subtitles و أنا حزينة للغاية لأنني لست جيدةً كفاية من أجله و أنا لا أستحقه
    Bir kere kafesinden sertçe aldım. hak ettim yani. Open Subtitles ليس مرةً واحدة , أخرجتها من قفص عنيف , أنا أستحقه
    Mesela öncelikle hak ettiğim saygıyı görmek isterim. Open Subtitles في البداية، أوّد أن تظهري ليّ الاحترام الذي أستحقه
    Bana layık olduğumdan fazla nazik davranıyorsunuz. Open Subtitles نعم ! كلماتك الرحيمة أكثر مما أستحقه أنا
    Öldür beni, vur, tek hakettiğim bu. Open Subtitles أقتلني أطلق الرصاص علي هذا ما أستحقه
    İstediğimi almış olmayabilirim, ...ama kesinlikle hakettiğimi buldum. Open Subtitles أقصد أنا قد لا أكون حصلت على ما أردت ، لكنني بالتأكيد حصلت على ما أستحقه
    Yeni aldım. Hadi ama, hakettim bunu! Open Subtitles اشتريته للتو هيّا، اليوم أنا أستحقه
    Benim hakkımda ne düşünüyorsan, hakediyorum. Open Subtitles . أيّاً كان ماتعتقده بشأني، أستحقه
    Dayanabilirim. Hakkediyorum. Open Subtitles أستطيع التحمل, أنا أستحقه
    Onu kazanmak için ömrümü verdim. Open Subtitles لقد قضيت حياتي أستحقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more