Ama sonra diyorum ki:siktir et. Dünyadaki bütün sigaraları hak ediyorum. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك أفكر، وألفها أنا أستحقّ كلّ السجائر في العالم |
Ama bu karar ona düsmez. Gerçegi hak ediyorum. Herkes bunu hak eder. | Open Subtitles | حسنٌ، هذا ليس قراره، أقصد أنّي أستحقّ معرفة الحقيقة، الجميع يستحق معرفة الحقيقة |
O yüzden ben de bana verdiğin bu şansı hak ettiğimi ispatlamak istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد أن أثبت لك أنّي أستحقّ تلك الفرصة الثانية التي منحتني إيّاها. |
Artık seninle olmayı hak edip etmediğimden bile emin değilim. | Open Subtitles | لا أعرف إنْ كنت أستحقّ حتّى التواجد معك بعد الآن |
Bunu hak etmek için ne yaptım, söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك، أخبرني مالذي فعلته حتى أستحقّ ذلك ؟ |
Yanlışsam beni düzeltin, ama sanırım... işe yatırdığım paralar bir oyu hak ediyor. | Open Subtitles | صحّحني إن كنتُ مخطئاً، لكنّي أظن مقابل المال الذي أشارك به، فأنا أستحقّ حق الإقتراع |
Olay şu ki, ben yetişkin bir adamım, ve bir göbek adını hak ediyorum. | Open Subtitles | المعضلة هنا، أنني رجل بالغ، و أستحقّ أن يكون لدي اسم أوسّط. |
Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
Bana iyi davranmayı kes. Bunu hak etmiyorum. | Open Subtitles | مات، توقّف عن كونك لطيف جداً معي أنا لا أستحقّ هذا |
Annem hakkındakileri bilmeyi hak etmediğimi mi düşündün? | Open Subtitles | ماذا ، ألا تعتقد أنني أستحقّ أن أعرف حول والدتي؟ |
Bak, ben de bir şeyler hak ediyorum, onca yaptıklarım... | Open Subtitles | اسمع، أستحقّ شيئاً من نوع ما، مقابل كلّ العمل الذي أقدّمه |
O pislik ölmeyi hak etti,tamam mı? Kocaman, kıllı, etobur piç. | Open Subtitles | ,ذلك الوغد أستحقّ الموت المشعر, المتوحش أبن العاهرة |
Daha sonra spor salonuna gidecektim bu yüzden bir ödülü hak ediyorum. | Open Subtitles | كنت ذاهبة إلى نادي الجمباز لاحقاً لذا أنا أستحقّ المتعة |
Tüm saygımla söylüyorum senin ilgini hak etmiyorum. | Open Subtitles | مع كامل الاحترام، لست واثقاً أنني أستحقّ اهتمامك. |
Yalnızca kocamın geri dönmesini istemiştim. Şimdi onu hak etmediğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أردت عودة زوجي للمنزل فحسب، و أعتقد الآن أنّي لا أستحقّ عودته. |
Sanki bebeği hak etmiyormuşum gibi biz izlenim alıyorum senden. | Open Subtitles | أستاء من شعورك بأنـّني لا أستحقّ هذا الطفل. |
Olası tehlike karşısında gösterdiğim özverili cesaretim için övgü dolu sözler hak ettiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | أظنّ أنني أستحقّ بعض المجد لشجاعتي الإيثاريّة، في مواجهة الخطر المتصوّر |
Bilmeyi hakediyorum. | Open Subtitles | ولكنّي أستحقّ أن أعرف |
Çoktan ölmüş çocukların Önceden kaydedilmiş alkışlarını haketmiyorum ben. | Open Subtitles | لا أستحقّ تصفيق مسبق لأطفال رحلوا منذ مدة |
Ve senin baban olmak için ikinci bir şansı hakketmiyorum, ama yine de bana bir şans vereceğini umuyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستحقّ فرصة ثانية لكي يكون أبّاك لكني أتمنّى أن تعطيني فرصة اخرى على أية حال. |